Dertler

61 3 0
                                    

Yorucu bir gün geçirdim peki sizin gününüz nasıldı?

Bölüm 4 -07/06/2021-

Efsun benden sonra odama girip verdiğim pijamaları giyerken mutfakta kahve hazırlıyordum, bana zararı vardı ama kahve bağımlısı biriyim. Kahveleri kupalara doldurduktan sonra salona girdiğimde Efsun pijamaları giymiş ve bir kanepede bağdaş kurmuş beni bekliyordu. Ona kahvesini verip karşısına aynı onun gibi oturdum.

"Kahve de güzel olmuş." dediğinde güldüm.

"Bu bahanelerle konuşmayı ertlemeye çalışıyorsan imkanı yok bilmeni isterim." dedim kahvemi içerken.

İçtenlikle gülümseyip derin bir nefes aldı ve baş parmağı bardağında gezerken konuşmaya başladı.

"Üniversiteyi dondurmayı düşünüyorum." dediğinde ciddiydi.

"Neden?"

"Ailem, babam çok öncesinde dünyayı terk etti. Annem ve kız kardeşim çalışıyorlar ama yetmiyor. Benimde çalışmam gerekiyor ve burada çalışmak zor olur. Yani burayı bırakıp ailemin yaşadığı şehre gitmem lazım. Onların maddi durumu düzelince okula devam etmeyi düşünüyorum ve bu fikrimi kimseye söyleyemedim.." dediğinde neyi kast ettiğini anlamıştım. Merte söylememişti.

"Zor olmalı. Bence Mert fikrinin arkasında durur, seni üzecek bir şey yapabileceğini sanmıyorum." dedim onu rahatlatmak istercesine.

"Bende dediğin gibi olmasını istiyorum. Mert anlayışlı biri ama gün içinde bile benden ayrı geçirdiği zaman sadece bir kaç saat. Yani vereceği tepkiyi kestiremiyorum." dediğinde ne cevap vermem gerektiğini bilemiyordum.

"Bence burda çalış üstelik okulunu dondurma sen bunu yapabilecek birisin, seninle beraber iş ararız okul saatlerine uygun olan bir tane. Sonra da kazandığını parayı harçlık olarak kullanırsın ve ailenin sana harçlık göndermesine gerek kalmaz." dedim bir çırpıda. İlk önce gözleri umutla patlasada bir süre kahvesine bakarak düşündü sonra bana döndü.

"Yapabilir miyim bilmiyorum." dediğinde kahveyi tutan elini tutup gülümseyerek konuştum.

"Tabiki yaparsın. Lisede en çalışkan öğrenciydin, kendini sinirlenince derse veren en iyi öğrencisin." dediğimde güldü. Elimi çekip tekrar karşısına geçtim ve kahvemi yudumlarken gözlerimi kaçırdım.

"Göz kaçırmak ha? İşe yaramaz bir eski teknik." diyerek güldü ve kahvesini bitirerek masaya bıraktı. Tüm odağı bendeydi.

"Ben hastayım." dedim gözlerim elimdeki soğumaya az kalmış olan kahvemdeydi.

"Nasıl yani?" dedi endişeli sesi ile.

"Sözümü kesme eğer kesersen bir daha konuşabilecek gücüm olur mu bilmiyorum." dedim ona bakarak.

Hemen kafasıyla beni onaylarken konuştu. "Dinliyorum."

"Benim ailem kanser hastalığı yüzünden öldü daha doğrusu annem genç yaşında kanser oldu babam ise ondan sonra ve ikiside öldü. Ben kanseri atlattım ama geçen günlerde tekrar kanser olduğumu öğrendim. En fazla 4 ay yaşarım. Eğer tedavi olursam 1 sene yaşarım ama tedavi kesin sonuç verir mi bilemem." dedim ve göz yaşlarımın akmasına izin vermeden bardağımda kalan tüm kahveyi içip masaya bıraktım.

"Tedaviyi kabul etmedin değil mi?" dediğinde başımla onu onayladım.

"Edemedim, son kalan zamanımı güzel geçirerek ölmek hastanede umutsuzca ölmekten daha cazip geldi." dedim dolu gözlerle ona bakarak.

DEFNE YAPRAĞI /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin