(1) yürüyen ölüler

1.4K 94 215
                                    

[Giriş]

Var güçleriyle koşarken soluk soluğa kalmışlardı. Önde koşan oğlan kızın elini sıkıca tutmaya devam ederek son hızıyla koştu. Peşinden sürüklenen kızın mecali tükenmek üzereydi. Arkalarından gelen yaratıkların tüyler ürpertici hırıltılarını duyabiliyordu.

Binanın çatısında, uca gelene kadar koştular. En sonunda uca geldiklerinde ikisi de durdu ve ellerini bırakmadan soluklanırken, yüksek binanın tepesinden aşağı bakıyorlardı.

Hırıltılar gittikçe yaklaşırken dehşetle dudağını ısırdı pembe saçlı kız, "Yolun sonu," diye mırıldanırken gözlerini bir kez olsun metrelerce aşağıdaki zeminden ayırmıyordu.

Oğlan elini daha da sıktı. Kızı kendine döndürüp ellerini yanaklarına yasladığjnda, kızın korku dolu çehresini avuçladı. Yüzüne yapışan pembe saç tutamlarını çekti ve alnını ona yasladı, "Dediğin gibi yolun sonundayız."

Yükselen hırıltıları artık kulakları duymuyordu.

Kızın yeşil gözlerinden yaşlar süzülürken kafasını salladı. Yanaklarından kavrayan oğlan pür dikkat sadece ona bakıyordu.

"Yolu beraber bitirelim ister misin?"
Yumuşak yanağını usulca okşadı, "Sonu beraber bitirelim."

Göz yaşlarının ardı arkası kesilmeyen kız hiç düşünmeden başını salladı. Siyah gözlerinde kendi yüzünü görüyordu oğlanın. "Bitirelim," diye fısıldadı, "Beraber getirelim sonunu."

Oğlanın kara gözleri buğulandığında artan yamyam seslerinden, vakitlerinin azaldığı anlaşılıyordu.

"O zaman bana tek bir şey söyle," dedi aceleyle, "Beni seviyor musun?"

Dudaklarından bir hıçkırık kaçan kız tebessüm etti, "Evet," dedi kısık sesle, "Yolu seninle bitirmek isteyecek kadar çok. Seviyorum. Çok seviyorum."

Oğlanın gözünden bir damla yanağına süzülürken gülümsedi. Kızın elinden dsha sıkıca tutarak vücudunu boşluğa çevirdi. İkisi de durmuş aşağı bakarken, yürüyen ölüler hemen arkalarındaydı artık.

"Bende seni seviyorum."

Oğlanın sözlerinden sonra ikisi de, yaşayan ölüler onlara ulaşamadan çatıdan atladılar.

◆◇◆

"Hadi be oğlum, bir el daha!" Elindeki topu sırtı dönük duran çocuğa attı sarışın oğlan.

Terli sırtına çarpan basket topu, alışık olduğu için pek etki etmemişti ona. Topu geri alıp sarışın arkadaşına fırlattı, "Ders başlayacak salak."

Ter içinde sahanın kenarındaki banklara yürürken diğer çocuk da peşine düştü. "Neji'nin suratını gördün mü?" Diye keyifle konuşuyordu, "Son sayıdan sonra nasıl da bozuldu ama!"

"Sen niye övünüyorsun ki? Hiçbir şey yapmadın." Siyah terli saçlarını geriye attı oğlan. Bankın yanına geldiklerinde su şişesini aldı ve kafasına dikti.

"Ne!? Hadi ama Sasuke, ne demek bir şey yapmadım? Görünmez oyuncuyum ben, perde arkasından yürütüyorum!"

Naruto boş boş konuşurken Sasuke suyunu içmiş, terli spor formasını üstünden çıkarıp banka atmıştı. Çantasından yedek tişörtünü çıkarmaya çalışırken gözleri bir yere takıldı.

Karşıda duran pembe saçlı kız, az önce maç yaptığı çocukla konuşuyordu. Elinde kitaplarını tutan kız her zamanki sıkılgan ve soğuk ifadesiyle çocuğu dinliyordu. Manzara karşısında suratını buruşturdu Sasuke. Fark etmeden elindeki şişeyi de sıkınca, Naruto susup onun baktığı yere baktı.

The Walking Death | SasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin