(24) özel kişiler

397 57 148
                                    

Ne yaptıklarının farkında değillerdi. Sadece önlerinde uzanan patika boyu koşuyorlardı fakat ne başlangıcı, ne de bitişi umurlarındaydı. Artık umurlarında olan pek çok şey önemini yitirmişti sanki, ama yaşamak için bir zorunluluk duyuyorlardı. Yaşama isteği değil, zorunluluğu.

En önde Naruto'nun kolundan tutarak koşan Shikamaru, puslanan gözleri yüzünden önünü görmekte zorlanıyordu. Yaşlı gözlerini elinin tersiyle silip alt dudağını ısırarak kendini tamamen koşmaya verdi.

Naruto ise az önce olanlardan sonra hala tepkisiz ve dümdüzdü, donuk suratında hiçbir mimik oynatmadan sadece Shikamaru'nun onu çekiştirmesine izin veriyordu. Şoku anlatamayan vücudu kendini zor taşıyordu.

Birkaç adım arkalarında koşan çift ise tuttukları ellerini o kadar sıkıyordu ki kan akışını durdurabilirlerdi. Sasuke'nin ne kadar büyük bir keder içinde olabileceğini tahmin eden Sakura, oğlanın yüzüne bile bakamıyordu. Çünkü acısını dindirecek hiçbir şey yapamazdı. Yalnızca elini bir daha bırakmayacak kadar sıkı tutup koşmaya odaklanmıştı.

Tepeden görünen beyaz duvarlı, evden çok bir kulübeye benzeyen yapıya yaklaşmışlardı. Burası son şanslarıydı dörtlünün, çünkü daha fazla koşamayacak gibiydiler.

İlk varan Shikamaru hızlıca evin etrafını dolaşıp kapısının önüne geldi. Tahta kapıyı omuzuyla zorladı, ittirdi var gücüyle. Kapı kolunu sertçe açmaya da çalıştı ama kapı kilitliydi. Kilitli olduğuna göre içeride birinin olabileceği ihtimalini düşündü.

"İçeride kimse var mı!? Lütfen, kapıyı açın! Bize yardım edin!" Kapıya vurarak bağırıyordu, "Dört kişiyiz, aramızda ısırılan yok, yalvarıyorum açın!" Kapıya sürekli olarak vururken Sasuke ve Sakura da artık yanlarındaydı. Zombi sürüsü ise sadece birkaç metre uzakta.

"İçeride kimse yok mu!?" Shikamaru, nihayet bu yakarışların çaresiz olduğunu anladığında öfkeyle bir küfür savurup kapıyı yumrukladı. Soluk soluğa kalmışken tüm ümitlerini yitirdikleri anda, içeriden bir ses geldi.

"Isırıldınız mı?" Kapının ardından gelen bir kadın sesi ile tekrar canlandı Shikamaru, "Hayır, hiçbirimiz! Lütfen bizi içeri alın!"

"Kaç kişisiniz?"

"Dört, dört kişiyiz!" Artık diplerinde olan zombiler yüzünden eli ayağı titriyordu bile.

Daha sonra tahta kapının ardından birtakım sesler geldi. Eşyaları çekmeye benzeyen sesler sonrası kilit sesleri duyuldu. Ardından da kapı küçük bir aralıkla açıldı.

Shikamaru tam ittirip içeri girerken boğazına dayanan bir metal ile duraksadı. Ardından kendine bakan ve tetikte bekleyen kızın, bıçağı üstünden ayırmaması koşuluyla yavaşça içeri girdi. İçeri girerken hepsini bıçakla korkutarak almıştı kız, dördü de içeri dizildiğinde kapıyı kapatıp kilitledi.

Tek odalı gözüken bu küçük ev tam bir çiftlik eviydi. Yalnız gündüz vakti bile çok karanlıktı, çünkü pencereler tahta parçalarıyla çivilenerek kapatılmıştı. Karşılarında dikilmiş, elinde bir bıçak ve sopayı onlara doğrultarak duran kız kırık sarı saçlara sahipti. Tedirgin olduğu her halinden belliydi ve muhtemelen onları içeri almakta iyi mi yapıp yapmadığına karar vermeye çalışıyordu.

"Üstünüzü gösterin," dedi sert bir sesle, "Kollarınızı kaldırın ve etrafınızda dönün," Kızın dedikleri karşısında sadece öyle durduklarında, bıçağı onlara savurdu kız, "Dediğimi yapmazsanız gebertirim sizi!"

Kollarını ilk kaldıran Shikamaru, arkadaşlarına da gözüyle onay verdi. Naruto hariç hepsi kollarını kaldırıp yavaşça etraflarında döndüler. Ardından yabancı kız gözüyle Naruto'yu işaret etti, "Omzu niye kanıyor?" Diye şüpheyle sordu.

The Walking Death | SasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin