Elindeki kruvasanı sadece izliyordu pembe saçlı kız. Yanına konan meyve suyu kutusuna da aynı şekilde hiç dokunulmamıştı. Marketten alabildikleri şeyleri artık yeme zamanı gelmişti ama iştahı hiç mi hiç yoktu.
Bu durumda olan yalnızca o değildi. Naruto da aynı şekilde önüne konan yemeklere dokunmuyordu bile. Öte yandan Neji, topuz saçlı kızın zorlamasıyla birkaç lokma yutmak zorunda kalmıştı.
Shikamaru bir anne gibi, herkesin önüne bir şeyler koyuyor ve sessizliği bozmak adına arada bir şeyler söylüyordu, "Bu kek tarçınlı, alerjisi olan yemesin," Gibisinden alakasız şeyler mırıldanıp duruyordu.
Sasuke, sıvı ihtiyacını karşıladıktan sonra sadece biraz atıştırmıştı. Çünkü bu ortam iştahı tamamen kesiyordu ve herkes bu durumdayken yemek yemeyi midesi kabul etmeyecekti. Yalnızca markete girmeden önce Naruto'ya almasını tembih ettiği sigarayı içiyordu.
"Yeter, boğuldum burada," dedi Tenten sigara dumanını kastederek, "Aracın içinde içme şunu!"
Sasuke, kafasını çevirdiğinde gözlerini kısarak ona öldürmek ister gibi baktığında dumanı ağır ağır, kasten yüzüne üfledi kızın, "Sen boğulsan ne kaybederiz?"
Arabanın içinde yalnızca üç kişiden nefret etmiyordu: Shikamaru, Naruto ve Sakura. Geri kalan üçü içlerinden birini, Sakura'yı, kovmak için oylama yapacak kadar iğrenç insanlardı onun gözünde.
O andan itibaren onları karşısına almıştı."Sana ne oluyor?" Tenten aynı öfkeli tavırla çıkıştı, "Prensesine siktiri çektik diye mi bu haller? Çok umurundaysa ikinizde defolup gitseydiniz."
Ino onu susturmak için elini omzuna attı ama Tenten omzunu silkerek elinden kurtuldu.
Sakura boş gözlerle öylece yere bakarken konuşulanlar umurunda bile değildi. Ama Sasuke onun aksine salt öfkeyle doluydu. Ağzını açmış bir şey diyecekken lafını bölen, bir süredir konuşmayan Neji oldu.
"Sus, Tenten."
Gözleri kıpkırmızı, yüzü bembeyaz kesilmiş uzun saçlı çocuk hiçbirine bakmıyordu. Sadece perişanlığını sesine yansıtmıştı, "Öyle bir durumda ne düşüneceğimi bilemedim. Sakura'yı suçlayıp bu kadar ileri gitmek adiceydi. Ben sadece kuzenimi koruyamadığım için kendime kızgındım ama yükü üstlenecek başka birini aradım," Sesi sonlara doğru tekrar kısıldığında başı çaresizce aşağı düştü ve uzun saçları yüzüne geldi, "Özür dilerim Sakura, seni suçlamamalıydım, gerçekten. Hinata'nın da bunu istemediği ortadaydı..."
Çocuğun bu söylediklerine cevap vermeden, aynı pozisyonda durmuştu pembe saçlı kız. Neji de zaten bir yanıt beklememişti. Sadece Tenten onun sessizliğine karşı göz devirip elindeki sandviçten bir ısırık daha aldı.
◆◇◆
"Naruto, hadi dostum, biraz daha ye şunlardan." Sasuke, sarışın çocuğun yanına oturmuş birkaç dakikadır onunla konuşmaya çalışıyordu.
"Her şey bitmiş değil, görüyorsun. N'olursa olsun yaşamaya devam etmek zorundayız. Yanında yürüyenler sürekli değişecek ama sen o yolda daima yürüyeceksin," Hazırladığı sandviçi inatla ona uzatıyordu, "Hadi ye şunu, biraz toparla kendini. Sen bize lazımsın dostum, biz hala seninleyiz."
Oğlanın boşluğa düşen mavi gözleri yavaşça ona döndü. Ardından derin bir nefes alıp ona uzattığı sandviçe. Nihayet pes etmiş ve sandviçi ondan almıştı, bu olduğunda Sasuke rahat bir nefes verdi.
Saatlerdir bir Sakura'yla birde onunla uğraşıyordu. Sakura'ya huysuzluğu yüzünden bir türlü yaklaşamamış olsa da en azından Naruto'yu bir şeylere ikna etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Death | Sasusaku
FanficBir gün zombilerin şehiri kuşatması üzerine, buna okulda yakalanan gençlerin hayatta kalma mücadelesi başlar.