(12) burada istenmeyenler

358 67 111
                                    

Güneş hafiften doğuyordu, turuncu ve kırmızımsı ışıklar asfalt yola vuruyordu. Yolun üzerinde bir sürü kaza yapmış araba, ceset ya da yürüyen zombiler görerek yola devam ediyordu çocukların araçları.

Süren kişi Shikamaru, yanında ise Sasuke oturuyordu. Arka taraftan hiç ses çıkmıyordu. Sasuke, kafasını çevirip arka tarafa göz attığında durumda bir iyileşme olmadığını gördü.

Hinata hala zor nefesler alıyor olsa da em azından krizi bir şekilde atlatmıştı. Fakat ciğerlerinin ilaç olmadan ne kadar yıprandığını tahmin edebiliyordu. Saatlerdir o koltukta ciğerleriyle bir savaş içerisindeydi ve ne kadar acı çektiğini kimse anlayamazdı.

Yol üstünde hiç eczane görmemişlerdi. Özellikle yerini bildikleri ilaç alınabilecek bir yer de yoktu çünkü şu an geçtikleri yolları bilmiyorlardı. Okuldan çıktıktan sonra dümdüz gazlamışlardı ve bildikleri alanın dışına çıkalı çok olmuştu. Üstelik bir şehrin içinde de değil, boş arazinin ortasındaki bir yoldan geçiyorlardı. Tamamen ıssız denebilecek bu yolda karşılarına sadece birkaç tane küçük ev çıkmıştı. Bolca da sokak köpeği.

Naruto ise Hinata'nın yanında oturuyor, kızın başını omzuna yaslamasına izin veriyordu. Hinata kafasını çocuğun omzuna yaslayarak zar zor nefes alıyor olsa da öncekinden daha iyiydi.

Yandaki tekli koltukta oturan Neji'nin içi geçmiş gibiydi, kafası aşağı düşüyordu yavaş yavaş. Bunu fark eden Tenten, onu dürttü ve irkilerek uyanmasına sebep oldu. Ino da onun yanında oturuyor, kafasını cama yaslamış bir süredir uyuyordu.

Gözleri nihayet pembe saçlı kızın üzerinde durdu. Sakura, diğerlerinden çok uzak tek başına oturuyordu. Herkes arka taraflarda bir aradayken, Sakura en ön koltuğa büzüşmüş çatık kaşlarla dışarıyı izliyordu. Uykusunun olduğu kızarmış gözlerinden belliydi ama ısrarla uyumuyor, içinin geçmesine bile izin vermiyordu.

Aklının içinden neler geçtiğini bilmek istedi Sasuke. Böyle kara kara ne düşündüğünü merak etti. O kadar koşuşturmacadan sonra bile hala nasıl bu denli güzel olduğuna hayret etti aynı zamanda. Uzun saçları birbirine karışmış, eteğinin altına giydiği beyaz çorabı kirlenmiş ve gömleği kırış kırış olsa da hala çok güzeldi.

"Öyle bakma, yanına git."

Shikamaru'nun konuşmasıyla dalgınlıktan kurtuldu. Arabayı süren arkadaşına kısaca baktıktan sonra tekrar gözlerini kıza çevirdi. Ardından arkadaşına hak vererek koltuğundan kalktı ve arkaya geçti.

Cam tarafında oturan kızın yanına attı kendini. O oturduğunda bile kafasını kaldırmamıştı Sakura ama kimin geldiğini biliyordu. Sasuke'nin konuşmadan yanında oturmasına müsaade etti yalnızca ve dönüp ona bakmadı.

Ne diyeceğini bilmeyen oğlan sadece oturuyor olsa da bir şeyler demesi gerektiğinin farkındaydı. Yutkunup boğazını temizledikten sonra dudaklarını araladı, "Hey-"

"Bilerek yapmadım."

Sözünü bu şekilde kestiğinde duraksadı. En sonunda kafasını çevirip ona bakmıştı Sasuke. Hala dışarıyı izleyen kızın tepkisiz suratı gergindi, "Neden bilerek ona ölümcül bir kötülük yapayım ki? Bu zamana kadar pamuk gibi bir insan olmadığımı biliyorum, bundan sonra da olmayacağım. Ama ben bunu yapmam Sasuke, bana inanıyor musun? Ben böyle bir şeyi-"

"Sana inanıyorum, kendini açıklamak zorunda değilsin."

Bu sözler yüzünden kafasını camdan kaldırdı Sakura ve ona baktı. O kara gözlerdeki sıcak hissi bizzat yakalamıştı. Buna ne denir bilmiyordu ama Sasuke'nin bu bakışı ve ona güvendiğini belli eden ifadesi çok hoşuna gitmişti. Onu rahatlatmıştı. Neden ondan güvence istiyordu bir fikri yoktu, ama şu okul hayatı boyunca ilk defa onu destekleyen biri olmuştu.

The Walking Death | SasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin