(5) plan kuranlar

373 78 115
                                    

"Yalvarıyorum tanrım.." Ino yere çökmüş, saçlarını çekiştirip duruyor ve arada hıçkırıyordu, "Kafayı yemek üzereyim.."

Bu sekiz kişi, bu odanın içinde yaklaşık dört saattir beraberdi.

"Kes artık şu sesini," Dişlerini öfkeyle gıcırdattı Sakura. Hiçbiri konuşmazken, Ino'nun sürekli benzer şeyler tekrarlaması sinirine dokunuyordu, "Hepimiz aynı durumdayız. Sen sürekli bunu zırlayarak dile getirdiğinde değişen bir şey olmayacak. Sinirimi bozuyorsun. Tanrı bile kulaklarını tıkadı aynı duaları duymaktan."

Ino bir anda kendisine çıkışan kıza döndü, "Ya ne yapayım!?" diye bağırdığında gözlerinden yaşlar süzülüyordu, "Tüm bu olanları anlamıyorum tamam mı? Yapabilecek başka hiçbir şeyim yok..."

Onun bu perişan haline karşı sadece öfkesini belli ederek yüzünü buruşturdu Sakura, "Evet, hepimiz aynı durumdayız. Bu yüzden çeneni kapa."

Ortamda gerginlikler hiç eksik olmuyordu. Sakura'nın sert çıkışından sonra dudağını dişleyerek tekrar dizlerine kapandı Ino. Ağlarken sesinin çıkmaması için vücudunu kasıyordu.

Bu sırada Shikamaru ve Neji pencerenin dibinde, dışarıyı seyrediyorlardı. Kısa bir süre önce öğrencilerin dolaştığı bahçede şimdi zombi yaratıkların yürüyor olduğu gerçeğini sindirmeye çalışıyorlardı. Fakat ikisi de arada tüm bu gördüklerinin yanılsama olduğunu düşünüp gözlerini kırpıyor ve açtıklarında yine aynı manzarayla karşılaşınca hayal kırıklığına uğruyorlardı.

Sasuke ise kendi halinde bir köşeye çekilmişti. Dizlerinde bir tuval ve elinde bir fırça vardı. Saatlerdir etraftaki boyaları kullanarak tuvali boyuyordu. Bir şekilde kafasını dağıtması gerekiyordu, yoksa sinirleri asla gevşemeyecekti.

Yerde oturan Naruto deminden beri sırtına uzanmaya çalışıp yerinde kıpırdanıyordu. Kaşınan yere bir türlü ulaşamayınca ofladı. Tam pes ettiği sırada başka bir el uzanıp tam o yeri kaşımaya başlayınca irkildi.

"Burası mı?" Diye soran ince sesin sahibi Hinata'ydı. Yüzünde çekingen bir ifadeyle çocuğun sırtını nazikçe kaşıyordu. Naruto rahat bir nefes vererek gözlerini yumdu, "Biraz da aşağısı..."

Hinata, çocuğun bu tipine karşı gülümsemesini bastıramadı. Dediği gibi aşağı inerek orayı da kaşıyınca, Naruto tamamen mayışmıştı.

"Tamam," dedi Naruto yüzünde bahtiyar bir ifadeyle, "Çok teşekkür ederim."

Kızın yanakları hafifçe kızarırken bakışlarını kaçırdı, "Rica ederim," dedikten sonra duraksadı ve tereddütle tekrar konuştu, "Naruto-kun."

Sarışın oğlan gülümsedi, "Hinata'ydı değil mi?" diye sorduğunda kız kafa sallayınca, "Teşekkürler Hinata," dedi.

Sadece dalgın dalgın dışarıyı izliyor gibi görünse de Shikamaru, aslında aklından  bin türlü düşünce ve plan geçiyordu, "Acaba bizden başka sağ kalan kaç kişi vardır?" Diye düşüncelerini sesli dile getirdi.

Bu dediğine karşı siniri bozuk bir gülüş çıkarmıştı Sakura, "Ne yapacaksın? Onları da mı buraya toplayacaksın?
Bir kişi yetmemiş size.."

"Bu kız sürekli böyle çatıp duracak mı?" Bu kez konuşan Tenten oldu. Sakura'ya ters ters bakmaya başlayınca, Sakura da ona aynı bakışlarla karşılık verdi.

Shikamaru onların laflarını duymazdan geldi, "İki seçenek arasındayım," dedi kaşlarını kararsızlıkla çatarken, "Eğer halkı kurtarmak için bir birlik gönderecek olsalar, bu yerlerden biri mutlaka okullar olurdu. O yüzden burada kalıp yardım mı beklemeliyiz? Ama ne zaman gelecekleri belli değil."

The Walking Death | SasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin