Sınıfın içini güneş ışıkları dolduruyordu. Sıcak bir bahar sabahına uyandıkları için sevinemeyenler çocuklar, nasıl uyandılarsa öyle duruyorlardı.
"Acıktım ya," diye yakındı Naruto. Eliyle karnını tutmuş, dudak büzmüştü, "Normalde olsa şimdi yeni kalkmış, ilk ders okulu ekip Ichiraku'da ramen yiyor olurdum!"
"Sabah vakti ramen mi?" Sakura yüzünü buruşturmuştu, "Midesiz.."
"Daha midesizlik görmemişsin," Suratını ekşitti Sasuke, "Bunun yediği diğer şeyleri görsen."
Naruto savunma moduna geçerek omuzlarını dikleştirdi, "Ben midesiz değilim, siz ağzınızın tadını bilmiyorsunuz!"
"Tabi tabi," diye onu geçiştirdi Sasuke. Sıranın üstünde oturmuş ve bir bacağını diğerinin üstüne atmıştı. Sakura ise yerde yatmaktan ağrıyan beli yüzünden ayakta duruyordu. Beline ise Sasuke'nin hırkası bağlıydı. Bunu gördüğü zaman ister istemez hoşuna gitmişti oğlanın.
"Yüzümü yıkamam lazım, çok rahatsız edici.." diye mırıldandı Ino, bir yandan gözlerini ovalıyordu.
"Aynı şekilde," Aynı durumdan rahatsız olan Tenten ona destek verdiğinde umutsuzca birbirlerine baktılar.
"Su büyük sıkıntı," Neji hala ayılamadığından, uyuşuk uyuşuk konuşuyordu. Yere çökmüş, hafifçe kuzeni Hinata'ya yaslanıyordu. Ailesi konusunda çok endişeli olan kızı nasıl teselli etmesi gerektiğini bilmiyordu. Üstelik zaten hasta olan kız için bu durum yeterince zordu, bu yüzden Neji onu elinden geldiğince rahatlatmaya çalışıyordu.
"Polisi bir daha arayalım," dedi Tenten, "Telefonu olan arasın. Ben kaçarken düşürdüm."
Herkes birbirine bakınca kimsenin olmadığı anlaşıldı. Bir tek Sakura da olunca tek kaşını kaldırdı pembe saçlı kız, "Tek benim mi var?"
"Ben, Sasuke ve Neji soyunma odasında bıraktık. Maç çıkışıydı," dedi Naruto, "Nereden bilelim böyle olacağını?"
"O anki panikle üzerime gelen zombiye fırlattım ben," Ino hüzünle iç çekti, "Gitti tüm fotoğraflarım..."
Shikamaru sadece omuz silkerek onda da olmadığını belli etti.
Sakura derin bir iç çekerek eteğinin cebinden telefonunu çıkardı. Ekranı açtığında şarjının çok az olduğunu görünce oflamıştı. "Hinata," dedi başını kaldırarak, "Seninkinin şarjı kaç?"
Kız umutsuzlukla omuz silkti, "Bitti," Bunun üzerine Sakura daha da sıkıntıya girerek 911'i tuşladı, "Benimki de bitmek üzere." Telefonu kulağına götürürken tamamen umutsuzdu, fakat telefon çakmaya başladığında gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Çalıyor!" Yerinden heyecanla sıçradığında arkadaşları da aynı şok içinde ayaklandılar. Birden hepsi telefonun başına üşüşünce, soluklarını tutup telefonu dinlemeye başladılar.
"Hadi hadi hadi..." Sakura dudağını dişleyerek içinden yalvarmaya başladı. Fakat telefon çalmasına rağmen kimse açmıyordu. "Kahretsin," Telefonu kapatıp avucunda sıktı.
"En azından çalıyor değil mi?" Dedi Sasuke, hayalkırıklığını gizlemeye uğraşarak, "Bu bir şeylerin düzeldiğini gösterir. En azından hatlar açılmış."
"Yani bizi kurtarmaya geleceklerdir!" Anlık bir sevinçle yüzü güldü Ino'nun. Fakat sevinen tek kişinin kendisi olduğunu fark edince suratı tekrar düştü, "Of bu ne ya, biraz yüzünüz oynasın.."
"Doğru diyor!" Naruto bir anda yıldız gibi parlayarak enerji artışına geçti. "Madem daha buradayız, eğlenecek bir şeyler bulalım. Hem korkumuz azalır hem de sıkılmayız yani.. falan falan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Death | Sasusaku
FanficBir gün zombilerin şehiri kuşatması üzerine, buna okulda yakalanan gençlerin hayatta kalma mücadelesi başlar.