16

1.8K 152 15
                                    

"Beklesene beni!" her zaman böyleydi şerefsizin oğlu. İnsan bir bekler, arkandan at mı koşuyor imansız!

"Eğer seni beklersem abim beni de keser, enayi miyim ben?" ikimizin de soluk sesleri caddeyi kuşatmıştı.

"Değilsin canım değilsin. Abinden gizli o işleri yaparken de enayi değildin! Hassikt-" şerefsize yardırırken ayağımı direğin köşesine çarpmıştım.

Bunca zaman durmayan kişi sonunda durmuş, bana öylece bakakalmıştı. Ben de ayağımın acısından iyice yere çömelmiştim.

Kısa bir süre sonra canımı sıkacak o kahkahaları duydum.

"PUHAHAHA, Allah seni iyi etsin. Koşarken direğe mi çarptın lan!" karnını tutarak gülmeye devam ediyordu. Ben acıdan, önümdeki gerizekalı ise gülmekten yerlere kapanmıştı.

Ardından arkamızdan bir ses duyduk. Aslan sesi duysam bu kadar ürkmezdim.

"Güney! Yine mi sen lan eşşek, nerede benim kardeşim?!"

Gelen tehlike ile ona döndüm. Salak hala gülmeye devam ediyordu. Elim ile gitmesini işaret ettim.

Gitmedi. Yanıma gelip kolumdan tutarak beni kaldırdı.

"Ben seni hiç bırakır mıyım?"

Yanağımı saran ellere gülümsedim. Bu çocuk cidden salaktı.

Beni bırakmayacak bir salaktı.

"Uyan." aniden söylediği şey şaşırmam neden oldu. Ben bir şey söylemeyince tekrar etti.

"Uyan Güney."

Neden böyle söylediğini anlamıyordum. Ve neden yanaklarıma gözyaşlarımın düştüğünü de anlamıyordum. Elleri yanaklarımı terk edecekken tuttum. Yanaklarıma bastırdım.

"Uyanmasam?" sesim bana bile yabancı geliyordu. Sanki bu duygulu ses benim olamaz gibiydi.

"Yine böyle haylazlıklar yapsak. Yaşayamadığımız çocukluğu doyasıya o yetişkinlerden çıkarsak? Neden beni gönderiyorsun ki şimdi?" hiçbir şey söylemedi. Sadece gülümsedi. Arkada bağıran Yalın abinin sesi bile  kayboldu.

"Güney, uyan annem." bir anda dikleştim. Nefes nefese kalmıştım. Terliyordum ve başım ağrıyordu. Annem ellerimi sıkmış, yüzüme endişeli bir ifade ile bakıyordu. Kollarının titrediğini fark edince bakışlarım ellerimize gitti. Titreyen o değildi, bendim.

"Gel bir duş al annem, gel." kollarımdan destekleyip beni ayağa kaldırdı. Bana duştan daha iyi gelebileceğini düşündüğüm tek bir şey vardı.

"İlaçlarım nerede?"

Bir şey söylemeden beni banyoya yürütmeye devam etti.

"Anne." ses vermedi.

"Hasan abinin verdiği ilaçlar nerede? Onlarla daha iyi olurum."

"Hasan abin artık o ilaçları kullanmamanı söyledi." kapıda Fatih ve Can vardı.

"Nasıl yani?"

"İlaçlar sende ters tepki yapmış. Seni daha kötü yapan şey o ilaçlar. Hasan da bunu fark edince bizden o ilaçları atmamızı istedi." dedi Can. Fatih de onaylar şekilde kafasını sallamıştı.

Can yanıma gelip diğer kolumu tutarak bana destek çıktı.

"Hadi, terledin. Duş al." ardından Fatih'e kaş göz hareketi yaptı.

GÜNEY [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin