34

668 48 9
                                    

Yazardan

"Şimdi ben doğru mu anladım?"
Esmer gencin gözü sinirden seğirmeye başlamıştı, ki bu görüntü abisinin alayla gülmesini sağlamıştı.

"Tabi paşam, anlat bakalım ne duydun?"

"Sana bir hafta boyunca akşam yemeği hazırlıyorum öyle mi?"

Hızla parmağını şıklattı Fatih.

"Aynen öyle." dedi.

Zevk alıyordu bu durumdan. Bu zamana kadar her zaman İlyas ile uğraşmıştı, arada da Cenk ile. Güney ile uğraşmak ona ayrı zevk veriyordu.

Sanki, annesinin kendisine bu zamana kadar yaptığı şeyler için intikam alıyormuş gibi. Güney, annelerinin tıpatıp aynısıydı.

Fatih'i aklından geçmişin tozlu sayfaları film şeridi gibi geçerken, Güney ağıza alınmayacak küfürler savuruyordu sessizce...

______

Fatih 12 yaşındayken, bir yaz günü.

Fatih, küçük kardeşleri, abileri ve ablası ile tatil için sahile gelmişti. O kadar sıcaktı ki Bahadır abisinin güneşe yaptığı küfürlere bile sağır olmuştu.

Anne ve babası arabanın bagajından piknik için eşyaları alırken Bahadır abisi Can abisinin donunu su tabancası ile ıslatıyordu.

"Cenk! Kardeşinin elini tut kaybolmasın!" diye bağırdı annesi arabanın arkasından.

Henüz 5 yaşında olan Cenk kafasını sallayıp küçük marulun elini tuttu. Fatih İlyas'ı her zaman madula benzetirdi, kafası çok pofuduktu.

"Rahat durun, rezil ediyorsunuz beni!" diye yakındı Dilara ablası. Bikinisini düzeltirken sahildeki diğer insanlara bakıp göz kırpıyordu arada.

"Babamın hapse girmesini istemiyorsan dur bence Dilara." dedi Bahadır. Bir yandan Can'a su atmaya devam ediyordu.

"Abi yapma, hasta olurum." dedi gözleri dolmaya başlayan Can. Bu Bahadır'a mantıksız gelmişti, zaten denize gireceklerdi nasıl hasta olsun?

"Oturmaya mı geldik Can!" diyerek bu sefer suyu kuma sıkıp oluşturduğu çamuru Can'ın kafasını hedefleyerek atmaya başladı.

"Annee!" diye ağlayarak kaçtı Can. "Dur kaçma!" Bahadır ise gülerek peşinden koşuyordu.

"Bana da bulaştırdı reziller!" diye sinirle söylendi Dilara.

Fatih, Dilara ablasının yanına gitti. "Abla ne zaman yemek yeriz?" diye sordu.

"Nereden bileyim Fatih, ben mi hazırlıyorum Allah aşkına? Git anneme sor işte."

'Ergen' diye geçirdi içinden Fatih.

Kimse kendisi ile ilgilenmediği için sıkıldı Fatih. Kardeşlerine sahip çıkmaya karar verdi. Cenk, İlyas'ın elini tutmuş taşlar ile bir şeyler anlatıyordu.

Yanlarına usulca yaklaştı önce, Cenk kendisini fark etmediği için heyecanla hikâyesini anlatmaya devam ediyordu.

"Bak bu taşın adı Limon, buraya çok çok uzaklardan gelmiş." dedi 'çok' kelimesini abartılı bir şekilde söylerken.

İlyas kıkırdadı, "Çok" dedi bağırarak.

"Çok!" dedi Cenk de gülerken.

Fatih onları bölmek istemediğini anladı, yakınlarındaki bir kayaya gidip yaslandı. Buradan herkes gözüküyordu. Anne ve babası hariç.

GÜNEY [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin