10

3K 221 52
                                    


İyi okumalar🤍
___________________

Hava buz kesiyordu. Üstümdeki okul kıyafeti ile balkonda güneşin doğuşunu izlerken kafamdaki şapkayı sıkıyordum.

Başım ağrıyordu. Sanki birisi çekiç ile eziyormuş gibi ağrıyordu. Siktiğimin ilaçlarını da yanıma almamıştım.

Gözümden bir yaş süzülecekken düşmesine izin vermeden elimin tersi ile sildim. Sabah ağrıları en kötüsüydü, her zaman aynı saatte aynı acı...

Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Oturduğum sandalyeden destek alarak kalktım ve sessizce oturma odasına gittim. Telefonum masanın üstünde, kapalı bir vaziyette duruyordu.

Duvardaki televizyon, bütün heybetiyle beni aç diyordu. Zengin televizyonu bir başkadır. Bunları okuyup üflüyorlar fabrikada. İçlerine çip niyetiyle  küçük küçük muskalar koyuyorlardı kesin.

Koltuğa oturup halının şekillerine göz gezdirmeye başladım. Kare kare şekiller, çizgiler, milattan önce kalma mağara adamı resimleri... Bu hangisinin eviyse, zevk yoksunu.

"Bu ne ya..." halı desenleri ve evdeki eşyalara karşı olan şaşkınlığımı artık saklayamayarak sessizce fısıldadım.

"Sıkıntı mı var?" sessizce fısıldayamamışım.

Arkama dönüp baktım. Yalın ve Hikmet abi, merdivenin üstünden bana garip bir ifade ile bakıyordu. Hikmet abi basamakları ikişer ikişer atlayarak inip saniyesinde yanıma vardı. İnerken komik bir görüntü vermişti.

"Neden uyanıksın sen?" elleri tam saçlarıma uzanacakken elimin tersi ile bit tokat atıp uzaklaştım.

"Saçıma dokunmayın! Seve seve köpek mi edeceksiniz!" tutturmuş millet kafamı sevecek. Gidin kendi kafanızı sevin!

"Neyse, uyku tutmadı. Ben de milattan önce kalan bu halıya bakıyordum." Hikmet abi "Hee" diyip kafasını salladı. Yalın da tek kaşını kaldırıp alayla gülümseyerek tam karşıma oturdu.

Bacak bacak üstüne atıp sigarasını yakmaya yeltendi. Elime aldığım yastığı ağzının ortasına fırlattım. Açamadığı çakmağı ve sigarası yere düştü. Kaşlarını çatmış, eli hala aynı pozisyonda duruyordu. Elimi ağzıma götürüp gülümsememi bastırdım. Bu gülümseme, cenaze törenime giden bilet olabilirdi...

"Ne yaptığını sanıyorsun?" sonunda şoktan çıkıp sormuştu.

"Abicim  çocukların yanında sigara içilmez, bilmiyor musun?" kamu spotu, sigara içmeyin içirtmeyin.

"Abicim mi?" buna mı takıldın?

"Her neyse. Birkaç saat sonra ben eve giderim, demiş olayım." daha fazla burada kalmanın bir manası yok. Evdeki herkes de endişelenmiştir.

"Aslında gitmeden önce onları aramam gerek." haber vermem gerekiyor. Hasan abi çok endişelenmiştir. Ayrıca eve döndüğümde beni kesin doğduğum halime benzetecektir. Yüzü kan dolu, eciş bücüş bir şeye. VAHŞET!

"Ararsın" dedi Yalın. İrirsin. Cibiliyetsiz. Muşmula suratlı.

"Alayım telefonu o zaman." diyip elimi uzattım.

Hadi bismillah.

▪️▪️▪️▪️▪️

"Abi valla arayacaktım, bu kuzey ormanı ayıları bana izin vermedi!" şuan evin önünde halka açık infaz yapıyorlardı.

Benim infazım.

Yalın ve Hikmet abi centilmen olduklarından dolayı beni eve kadar getirmişlerdi. Onlara bizi takip eden kişilere ne olduğunu sormuştum, halloldu dediler. Öldürdüler mi acaba. Olasılıklı.

Evin önüne geldiğim gibi tüm ahali bahçeye yığıldı. Birgül Hanım, sanki ben gerçek değilmişim gibi bana bakıp bakıp gözlerini ovuşturuyor, sonra arkasına dönüp iç çekiyordu. Adnan Bey olduğu yerde kalmıştı. Abdullah da bana boş gözlerle bakıyordu. Pek anlayamadığım bir şekilde bakıyordu aslında.

Rahatlamış gibi, bir yandan da yüzünde korku vardı. Hasan abi, Apo'nun arkasından sıyrılarak kolları bana sardı. Ellerini saçıma koyup öpmeye başladı. Ağlıyordu.

Adnan Bey ve Birgül Hanım da bulundukları şoktan çıkarak yanıma koşup bana sarıldılar. Şuanda bir dram dizisi çekiliyor gibiydi. Az sonra hepsi ağzıma edecekti, özene özene hem de.

"Neredeydin sen!" Fatih'in bağırması ile kulağım tizledi. Kızarmış gözleri ve çatık kaşları, ben ve Yalın arasında gidip geliyordu. Elleri titriyordu. Arkasından, Ferih ile el ele İlyas geldi. Beni gördüğü an o eli bırakıp boynuma atladı.

Sarılmak için değil. Boğmak için.

"Sen nasıl Ferih'imi pavyona götürmeye kalkışırken kaçırılırsın! Neden telefonuna ulaşamadık biz!" küçücük şey gelmiş boynumu kırıyordu.

"İllet... Bırak lan! Höst!" belinden tutarak karnını omzuma yaslayıp kaldırdım. Artık boynumu sıkmayı bırakmış, yardım çığlıkları atıyordu.

Hasan abi ensemden kedi gibi yakalayıp çocuğu bırakmam söyledi. Emrine amade olan ben, çocuğu hafifçe yere bıraktım. Beni kendisine çevirip gözleri ile Yalın ve Hikmet abiyi gösterdi.

"Onlar mı seni kaçıran?"

"Yok abi şimdi şöyle, ben kaçarken onlarla karşılaştım. Beni anlık adrenalin ile yanlarına alıvermişler." güzel açıklamaydı bence.

"Ulan ben sizin adrenalinizi-" Adnan Bey, ondan beklemediğim bir sertlik ile ikilinin yanına uzun adımlarla yürüdü. Hikmet abi, Yalın'ın arkasına geçip oradan bana 'bir şeyler yap' anlamında bakıp Adnan Bey'i gösterdi.

Hasan abinin kollarından ayrılıp kendimi ikilinin önüne attım. Kollarımı titaniğe gönderme yapacak bir biçimde açtım. Aklımdaki plan ile, bu ikiliyi kurtarıp sevap point kazanacaktım.

"Dur baba!" gözlerim kapalı, başım dik bir şekilde put gibi durdum. Yavaşça gözlerimi açınca ellerini dedikoduda 'Aaaa' diyen kadınlar gibi elini ağzının üstüne yerleştirmiş bir baba figürü gördüm.

Bu kadar mutlu olacağını bilseydim önceden de söylerdim babacım. Şaşkınlığından çıkıp bana sarılmak için bir adım attı. Bir kedi misali geri çekildim.

Bir daha bir adım attı. Yine geri çekildim. Kolları iki yana açılmış bir şekilde bana bakıyordu.

Herkesin önünde sarılamam ki utanırım. Diğerlerine baktım, abi takımı beklentili gözler ile bize bakıyordu. Yutkundum. Birgül Hanım'a baktım, bana sinirle bakıp içeriye geçti.

Küstü.

Burnumu çekip ensemi kaşıdım. Adamı üzme Güney, üzme.

Gidip utana sıkıla kollarının arasına girdim. Anında kollarını sıkılaştırıp sırtımı sıvazladı.

Baba, boğuluyorum baba.

"Baba, olanları içeride konuşsak." mantıklı önerim ile kafasını salladı.

Herkes içeriye girerken en son ben, Yalın ve Hikmet abi içeri girdi. Kapının önündeyken Yalın ve Hikmet abinin atkılarından tutup kendime çekerek hizamızı birleştirdim.

"Eğer mafya falansanız, önünüzdeki adam vurmali ve gebertmeli olaylara beni de dahil etmelisiniz. Yoksa buradaki milattan önce kalma erkek ve güçlü kadınlara sizin beni kaçırdığınızı söylerim." küçük tehtidim ile etrafa aval aval bakmaya başladılar. Onlar bu haldeyken ben de keyif içerisinde salona geçtim.

Macera, adrenalin, kan... Beni bekleyin!

_____________

Yarın iki bölüm falan gelebilir belki.

Kendime hiç güvenmiyorum ama olsun jkgkfkfl

Yalın, Hikmet ve Güney güzel bir üçlü olur bence

Sizce?

Seviyom sizi🤍
Byy

GÜNEY [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin