ILGAZ'DAN DEVAM
Gözümü saçımdaki ellerle açtım. Saçımda ki eller mi? O mu gelmişti? Hemen yattığım yerden kalktığım gibi saçımda ki elleri çektim ve bağırarak "Dokunma bana!" dedim. sırtım bu ani hareketten dolayı acıdığı için acıyla inledim.
"Küçük benim komiser. Sakin ol!" diyen komisere baktım. Komiserle uyumuştum doğru. Saçımda ki ellerle korkmuştum. Komiser yanıma geldiğinde "Sırtın mı acıdı? İyi misin?" dedi endişeyle. dudağımı dişleyerek kafamı eğdim "İyiyim. Özür dilerim komiser seninle uyuduğumu unuttum. Bir de saçımda bir el his-" sözümü keserek çenemden tutup yüzüne bakmamı sağladı.
"Sorun değil küçük anlıyorum. Açıklama yapmana gerek yok." dedi. Gülümseyip ona sıkıca sarıldım. Komiser de dikkatlice kollarını bana doladı. Ayrıldığımda komisere daha dikkatlice baktım. Gülerek "Dememiş miydim uyumayacaksın diye?" dediğimde o da güldü. Yatağa oturup "Sana tekrar zarar vermekten korkuyorum küçük." dediğinde kaşlarımı çattım.
Yanına oturup "Bu ne demek sen bana hiç zarar vermedin ki." dedim. Bu sefer o başını eğerek "Sözümü tutmadığım her gün sana zarar verdim ben Ilgaz." dediğinde gözlerim dolmuştu. Yan oturup tamamen ona döndüm. "Bu senin suçun değil. O adam bütün kanıtlarını alıp yok etmişti. Eğer yok etmeseydi sen kazanacaktın bunu biliyorsun." dedim.
Evet o adam komiserin topladığı her kanıtı bir şekilde çalıp yok etmişti o suçlamaları da inkar edip kurtulmuşlardı. Komiser bana dönüp "O kanıtları çok iyi bir şekilde koruyabilirdim ama yapamadım Ilgaz bu benim suçum." dedi.
Sinirle ayağa kalkıp "Bu senin suçun değil anla şunu artık. Sen denedin Kuzey abi kendini suçlamayı kes lütfen. Bana falan zarar vermedin. Bu yaraları kimin yaptığını ikimizde biliyoruz. Artık üzülme bu davayı hepiniz sayesinde kazanacağız ve sende geciktirdiğin sözünü tutacaksın. Sen hiç sözünü tutmamazlık yapmazsın, tanıyorum seni!" diye sesimi yükseltip onu kendine getirmeye çalıştım.
Kapı bir an açıldığında kapıya baktım ve bütün ev halkı buradaydı. Cem abim "Ne bağırıyorsunuz sesiniz aşağı kadar geliyor?" dedi ve beni süzerek komisere döndü. Sanırım hasar tespiti yaptı. Komisere dönüp abimi cevapladım "Yok bir şey sadece komiseri kendine getirmeye çalışıyorum." dedim.
Çınar "Abimi mi? Ne oluyor lan ben bir şey anlamadım." dedi. Sinirle "Abin bana zarar verdiğini düşünüyor. O kadar uğraşmasına rağmen o bunu anlamıyor ve beni çıldırtıyor." dedim. Komiser ayağa kalkıp "Tamam küçük geciken sözümü ve kendime ettiğim yeminimi tutacağım." dedi. Yemin mi? Ne yemini?
Kaan "Kuzey abi ne yemini?" dediğinde pür dikkat komisere bakıyordum. Bana gülümseyip "O da bana kalsın." dedi.
Komiserin odadan çıkmasıyla herkes dağılıp odamdan çıktılar. Bende banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Giyinme odasına geçtiğim gibi üstüme beyaz uzun kollu dar bir buluz giyip altıma mavi yırtık tulumumu geçirdim. Takı olarak da Atlasın bana aldığı kelebekli gümüş kolyeyi taktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel
Teen FictionGerçek ailesi sandığı ama gerçek ailesi olmayan bir kız. Hayata sevgilisiyle ve en yakın 3 arkadaşıyla yaşamaya çalışıyor. Peki kızın gerçek ailesi ortaya çıktığında ne olacak? Bütün hayatı alt üst olan kız. Küçüklüğünü kaybeden bir kız sizce nasıl...