|17|

2.7K 195 12
                                    

"Mahperi?"

Söylediği şeyle bir duraksadım. Beni biriyle karıştırmış olmalıydı.

Kadın birden bana sarılarak "Ilgaz bu sensin! Yaşıyorsun!" dediğinde hemen kadını ittim. Normalde bu aniden sarılmasına kolunu kıvırırdım ama bir dikkat çekmek istememiştim.

"Siz kimsiniz?" dedim düşünceli bir tavırda. Bu kadını sadece mafya toplantılarında görmüştüm ama sadece o kadardı. Tanımıyordum.

Kendini tanıtmak ister gibi elleriyle kendini göstererek "Mahperi benim Alev ablan. Ben senin ablanım." dedi. Ablam mı? İyi de benim bir ailem yok ki.

"Beni sanırım biriyle karıştırdınız çünkü benim ne ablam var ne de bir ailem." diyerek arkamı dönüp gidiyordum ki kolumdan tuttu bu sefer. Şimdi kolunu büküp seni diz çöktürtmek vardı da neyse.

Yalvarır bir sesle "Ilgaz lütfen. Benim ablan, Alev." dediğinde geriye dönmeden gözümü bir süre kapatıp bekledim çünkü artık sinirleniyordum. Gözümü açtığımda sakince arkama döndüm ve sakin bir ses tonuyla "Ben sizi tanımıyorum ve benim ismim Ilgaz değil Lamia." dedim ve kolumu sertçe elimden çekip salondan çıkıp arabama bindim.

Telefonumdan benim yerime baloya katılan adamımı aradım. Tek çalışta açtığında "Çıkabilirsin fazla bile durdun." dediğimde onayladığı gibi telefonu kapattım. O kadın sinirimi bozmuştu. Ilgaz kimdi? Niye bana Mahperi deyip duruyordu? 

Eve geldiğimde arabadan inip anahtarımla eve girdiğimde lambaları açtım. Tabi lambaları açmamla bana sırıtan Savaşı gördüğümde göz devirdim.

"Yine ne işin var burada?" dedim ve ayakkabılarımı çıkartıp dolaba koydum.

Savaş ise koltuğa daha çok yayılıp "Seni bekledim sevkiyatı anlatman için hem patron bekliyor biliyorsun." dedi. Evet birde büyük patron vardı. Şu Savaş ile  kardeşini o yönetiyordu ve tabi beni de.

"Git o sikik patronuna söyle her şeyi ben yapacağım. Şimdi siktir git evimden." dedim ve yalın ayakla mutfağa gidip bir elma aldım ve oturma odasına geri döndüm. Hala öylece oturan Savaşı görmem ile sinir katsayım daha da arttı.

"Yaşlılık yüzünden kulaklarda sorun var sanırım. Siktir git evimden diyorum." dedim son cümleyi daha yüksek sesle.

Savaş ise hemen ayağa kalkıp "Benimle düzgün konuş seninle muhatap olan tek benim o yüzden bana alış." dedi sinirle ama bir o kadarda sakin bir sesle. Beni böyle korkutabileceğini mi sanıyor acaba? Eğer öyleyse yanılıyor.

Alayla "Yok ya düzgün konuşmazsam ne yaparsın?" dediğimde tam bana elini kaldırmıştı ki hızlı bir refleksle elini tutup acımadan kırdım ve sertçe ittirdim.

Savaş yerde kolunu tutarak acı içinde inlerken sert sesimle "Seni bir daha burada görmeyeceğim. Eğer evime bir daha girersen sadece kolunla yırtamazsın." dedim ve yukarı odama çıktım. Bu korku ona bir yıl yeterdi.

Onu buradan uzun süre kovmamın nedeni şu partideki kadını araştırmam gerekiyordu. Bu evdeki bütün cihazlar uzaktan kontrol ediliyordu ama benim temiz bilgisayarım ve yedek telefonum vardı ve bunları kimse bilmiyordu.

Aşağıdan kapı kapanma sesi duyduğumda Savaşın gittiğini anlamam ile giyinme odama girip gri eşofman ve siyah yarım bir beden giydiğimde hazırdım. Yatağımda sabahtan kalma dosyaları yere atıp temiz bilgisayarım ile yatağıma oturdum.

Bir saatin ardından Alev yıldırım ve Ailesini araştırmıştım. Babası Gökhan Yıldırım annesi ise Banu Yıldırım. İkiz kardeşi Agah ve küçük kardeşleri; Furkan, Taner, Cem, Selim, Buğra, Ilgaz ve Kaan. Bir sitede toplu bir fotoğraf vardı ve bir kız bana çok fazla benziyordu. Kızın saçları benim aksime uzundu ve yüzü gülücük saçıyordu.

RapunzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin