Chanyeol ve Baekhyun o gece beraber kalmışlar, yıldızları izlerken bir yandan da kiraz ağacının çiçeklerinin eşliğinde güzel bir gece geçirmişlerdi. Beraber geçirdikleri bu gecede birbirlerine olan aşkı daha da harmanlayıp beraber oldular, bu gece onlar için unutulmaz olmuştu.. Hep bu geceyi hatırlayacaklardı.. Sabah olduğunda Baekhyun yanında uyuyan sevgilisine baktı, normalde uyumadığını biliyordu ama yorulduğu için uyuduğunu düşündü. Üstüne bir tişört altına da şort geçirip evi gezmeye başladı. Evi gerçekten çok güzel ve büyüktü, hatta o kadar büyüktü ki bu evin içinde sanki gizli odalar vardı. Omuz silkti ve mutfağa gitti, dolabı açtığında kahvaltı için birkaç şey olduğunu görünce hazırlamaya başladı, acaba o bunları yiyebilir miydi ki..? Ya yiyemezse.. Hızlıca üst kata çıkıp uyuyan Chanyeol'ün omzuna bir iki kere dokundu ama ses yoktu sonra tekrar etti, yine yapınca Chanyeol'den ses geldi.
"Beş dakika daha..."
"Yeollie.. Sen yemek yiyebiliyor musun..?"
"Hm?" Başını yastıktan kaldırdığında kızıl saçları dağılmış şekildeydi, şişmiş kızıl gözleriyle karşısında masumca bakan Baekhyun'a bakıyordu. Cümlesini tekrarlamasına izin vermeden başını olumsuzca salladı. "Çok yiyemiyorum ama sana eşlik edebilirim." Yatakta doğrulup yanağına bir öpücük bırakıp altına geçirdiği şortuyla banyoya gitti.
Baekhyun onu izlerken gülmüştü, yeni uyanmış hâli çok komikti. Aşağı indiğinde masayı kurmuştu, her şey hazırken çalan telefonuna baktı, arayan büyükannesiydi. Ona haber vermeyi unutmuştu,"Alo büyükanne her şey için üzgünüm.. Chanyeol'de kaldım ve uyuyakaldım orada, iyiyim her şey yolunda."
"Merak ettim.. Sorun yoksa tamam, dikkat edin kendinize."
"Tamam, seni seviyorum."
Baekhyun telefonu kapatırken beline dolanan kollar ile gülümsemişti. Başını çevirdiğinde yanağını öptü.
"Birisi sevgili olacağımızı söylese gülüp geçerdim."
"Evet ben de.. Birbirimizden hiç hoşlanmıyorduk.. Sana gıcık kapıp ismini "Mükemmel Ajan" koymuştum."
Chanyeol bunları duyunca istemsizce kahkaha atmıştı.
"Ben de öyle, sana o kadar gıcık olmuştum ki bazen bilerek seni ettiğimde oluyordu. Ben senin ismini "Meraklı Dedektif" koymuştum."
"Ama ne yapayım, Amerika'dan gelmiştin ve çok gizemliydin.. Neyse şimdi kahvaltı yapmalıyız, bana eşlik edeceksin öyle demiştin."
"Sen beni insanlaştırıyor musun yoksa?"
"Bence sen insan taklidi yapmaktan insanlaşmışsın.."
"Mecbur kaldım diyelim bebeğim."
Baekhyun uzanıp dudaklarına bıraktığı kibar öpücükten sonra elinden tutup masaya yürüdü. Geldiklerinde ikisi de yemeklerini yediler. Chanyeol'ün telefonuna mesaj gelince kaşlarını kaldırdı, yine bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti.
Bilinmeyen Numara:
Sanırım o gün yediğin dayaktan dolayı akıllanmadın? Üstelik arkadaşların da seni haklı buldular. Wongsan peşinde, yakında seninle yüzleşecek.
"Korkak herif!"
"Ne oldu? Kimden geldi?"
"Yine bir bilinmeyen numara ve yine boş beleş tehditler. Sevmiyorum şöyle şeyleri. Wongsan beni bekliyormuş sözde."
"Wongsan kim?"
"Wongsan, o gün sizin o saraydan çıkarken şefin yanında gördüğünüz yaşlı adamdı. O beni büyütüp ara sıra işkence eden adamdı. Ailemi öldürdü o, beni de öldürmek için zaman kolluyor. O gün bahsetmiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Tatlı Tebessümü {CHANBAEK} [TAMAMLANDI]
Fanfiction" Kasım 1920'lerde Seoul'deki eski büyük saraya yakın bir arazinin çevresinde büyük bir kaza gerçekleşti, arabanın içindeki herkesin ölmesi beklenirken, bir yaşlarındaki küçük erkek çocuğunun yaşadığını öğrendiler. Yetkililer nerede olduğunu bilmeme...