"İşte yine karşılaştık.. Mezar yerine hoş geldin oğlum."
Chanyeol önündeki bu adama bakarken yarası daha da çok acıyordu. Demek ki bunun nedeni Wongsan'ın çevresinde olmasıymış. Güçlenmişti bu yüzden asla ondan korkmuyordu ama bu beklediği bir türde karşılaşma değildi, onun tuzağına düşmüş halde değil, Chanyeol'ün tuzağına düşmüş halde bulmak daha iyi bir fikirdi.
"Kimin mezarı olur bilmiyorum ama buradan seni öldürmeden asla çıkmayı planlamıyorum."
Wongsan üzerine yürüdüğü zaman geri geri gitti. Ona temas etsin asla istemiyordu. Wongsan yüzüne dokunacak gibi olduğunda bileğinden kavrayıp bütün gücüyle ve sırtı Chanyeol'e yaslanacak şeklinde durdu. Kulağına fısıldarken kaşlarını çattı.
"Bana asla temas edemezsin, dokunmaya çalıştığın an yakarım seni. Öyle bir yakarım ki bırak bedenini, külünü bile bulamazlar. Ruhunu bile yakarım anlıyor musun!?"
Wongsan anlamıştı ki yıllar önceki eziyet ettiği çocuk değil yerine daha güçlü birisi geçmişti. Geçen karşılaştıklarında ona yapmadığını bırakmamıştı. Yine de kendisinden güçsüz görüyordu ve bu da en gülünç kısmıydı zaten.
"Beni burada öldürünce için rahat mı edecek yani?"
"Sen ailemi öldürdüğünde nasıl rahat ettiysen, aynı şekilde ben de öyle rahat edeceğim."
Wongsan parmağını şıklatmasıyla bir anda toz bulutu etrafı kapladı. Chanyeol şaşkınca etrafa bakmasıyla Wongsan kollarının arasından gitmişti. Elinden kaçırdığı için şu an küfürler ediyordu. Odanın önü koruma doluydu bu yüzden kaçması güç gibiydi. Cama baktığında güneş ışığı içeriye giriyordu. Ne yapması gerektiğini düşünürken yerde bulduğu örtüyü üstüne alıp camdan atladı. Yere sert bir düşüş yaptıktan sonra evine doğru arka yollardan gitti. Sinirle ağlarken evine geldiğini fark etmeden yerde oturdu.
Baekhyun ve diğer arkadaşları sesleri duyar duymaz koştular, yerde onu ağlar şekilde gördüklerinde yanına gittiler."NE OLDU NEDEN AĞLIYORSUN??"
"ELİMDEN KAÇTI! TAM KOLLARIMIN ARASINDAYKEN KAÇTI ŞEREFSİZ!"
"Onu nerede bulabilirsin?"
"Bilmiyorum Sehun! Yine de onu kaçırmış olmak canımı yakıyor şu an! Öldüreyim benden huzurlusu olmayacak.."
"O insan mı?" Kyungsoo merakla sorarken yanına oturup ağlamaktan kızarmış gözlere bakıp, yanağından süzülen yaşı sildi.
"Hayır o bir büyücü. Ama bazen gücünü kullanamadığı şeyler oluyor. Hayvanlardan korkuyor özellikle kedilerden. Hatta kedimi evden fırlatmışlığı var."
"Keşke onu nerede bulabileceğini bilsek.. Belki şu eskiden yakaladığımız adamlara sorabiliriz!"
"Söylemezler bence.." Baekhyun omuz silkti.
"Baekhyun söylemek zorundalar."
"O zaman kim benimle cezaevine geliyor?" Chanyeol ayağa kalkıp üstünü düzeltti ve arkadaşlarına baktı.
"Ben gelirim ortak." Jongin heyecanla seslenirken ona Yixing de katıldı.
"Ben de gelirim!"
"Ben de bilgisayardan verileri araştırıp size haber veririm!"
Sehun bu fikri söylerken Jongdae'de ona katılmayı mantıklı buldu.
Chanyeol, Jongin ve Yixing cezaevine gittikleri sırada Baekhyun, Minseok, Kyungsoo ve Junmyeon kendi aralarında sohbet ettiler
![](https://img.wattpad.com/cover/298530040-288-k401158.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Tatlı Tebessümü {CHANBAEK} [TAMAMLANDI]
Fanfiction" Kasım 1920'lerde Seoul'deki eski büyük saraya yakın bir arazinin çevresinde büyük bir kaza gerçekleşti, arabanın içindeki herkesin ölmesi beklenirken, bir yaşlarındaki küçük erkek çocuğunun yaşadığını öğrendiler. Yetkililer nerede olduğunu bilmeme...