22. Bölüm

545 51 105
                                    

Jeon Jungkook

Yüzüme bir yumruk daha yediğimde ağzımdaki kanı yere tükürdüm. İki saattir buradaydık ve bizi bir yere kapatmışlardı. Hina'nın başına silah dayadıkları için onlara bir şey yapamıyordum.

"Lütfen yapmayın." dedi ağlayarak.

Gülümsedim ona güven vermek istercesine. Sakin olması gerekiyordu.

"İyiyim ben güzelim. Ağlama."

Adam bana gülüp yeniden yumruk atınca Hina ayağa kalkıp bana doğru hamle yaptı ama adam hızla onu tutup kendine çekti ve silahı başına dayadı.

"Bırak onu! Bırak!"

Karnıma tekme attıklarında yere çöktüm. Yeniden ağzıma dolan kanı yere tükürdüğümde kapı açıldı ve içeri Soo şerefsizi girdi.

Gülerek yanıma gelip dizleri üstüne çöktü.

"Nasılsın Jungkook?"

"Ne istiyorsun bizden?!"

"Hemen konuya mı geçmek istiyorsun? Olmaz öyle ama." dedi ve ayağa kalktı.

Kollarını sıvadığında adamları beni tuttu ve oda yumruk atmaya başladı.

"Ne olur durun! Durun!"

Hina'nın bağırmasıyla durdu ve derin nefesler almaya başladı.

Arkasını dönüp Hina'nın yanına gittiğinde ayağa kalkmaya çalıştım ama arkamdakiler hemen beni tuttu.

"Dokunma ona! Sakın dokunma!"

Hina'nın önünde durdu ve saçlarını parmağına doladı.

"Bırak onu!"

"Neden onu sevdiğini anlıyorum Jungkook? Çok masum bir güzelliği var. İnsanı kendine çekiyor."

"Dokunma ona! Ne istersen yaparım! Yeter ki dokunma ona!"

Hina'nın yanına geçti ve elinin tersini yanağına koydu. Hina hızla ağlamaya devam ediyordu.

"Lütfen bırak onu. Ne istersen yaparım."

Benimde gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamışken derin bir nefes aldı.

"Bir kadına bunu yapacak kadar şerefsiz değilim Jungkook. Ona dokunmayacağım." dedi ve Hina'yı bana doğru itti.

Ellerimi hemen beline sardım ve gözlerimi kapattım. Kollarını boynuma doladı ve gözyaşlarını akıtmaya devam etti.

"Geçti güzelim. Sakin ol." dedim sırtını okşayıp.

"Bizi kim ihbar etti?! Hanginiz?!"

Hina'yı bırakmadan "Bizden değildi." dedim.

"Jungkook!"

"Bizden değildi Soo! Kimse yapmaz bunu! Senin adamlarından biridir! Biz malları almadan seni neden ihbar edelim?! Ayrıca oraya geldik! Yaralandım ben! Bile bile bunu neden yapalım?!"

"Emin misin? Sizden olmadığına?"

"Eminim. Bizden değil."

Hiçbir şey söylemeden adamlarına işaret verdi ve beraber dışarı çıktılar.

"İyi misin?"

Başını salladı ve elini yüzümdeki yaraya uzattı.

"Canın acıyor."

Elini tutup avucunu öptüm ve "Acımıyor güzelim. Üzme kendini." dedim.

...

"Gelicekler değil mi?"

Believe - Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin