Believe - Min Yoongi

38. Bölüm

Kim Lavin

"Sevgilim?"

Taehyung'un derin sesiyle gülümsedim ama o görmeden hemen ciddi bir yüz ifadesi takındım.

"Bebeğim hâlâ trip mi atıyorsun sen bana?"

Yanıma oturup çenesini omzuma yaslayınca göz devirdim ve omzumu çektim.

"Bebeğim yapma böyle. Halletmemiş miydik biz dün? Çok yakışıklı olduğumu söylemiştin. Saçlarımın bana çok yakıştığını."

"Olabilir ama bu beni bıraktığın için sana hâlâ tripli olduğum gerçeğini değiştirmez."

Kaşlarını tatlı bir şekilde çattı ve yanaklarımı tutup yüzümü kendine çevirdi ve hızla dudaklarımızı birleştirdi.

Ellerimi göğsüne koyup onu itmeye çalıştım ama ellerimi tutup bana engel oldu. Bende daha fazla karşı koymayı bıraktım ve ona ayak uydurmaya başladım.

Bir süre sonra ayrıldığımızda alnını alnıma yaslayıp gözlerime bakmaya başladı.

"Seni iyiliğin için bıraktım güzelim. Hâlâ daha iyileşmemiştin ve oraya gelmen tehlikeli olurdu. Bunun sende farkındasın. Hem orada seni çok özledim, her an seni düşündüm. Hiç aklımdan çıkmadın güzelim, yemin ederim. Sana aşkımı biliyorsun sevgilim. Bir daha seni bırakıp bir yere gitmeyeceğim. Söz veriyorum."

Söyledikleriyle gülümsedim ve "Zaten seni affetmiştim. Sadece bana böyle davranman çok hoşuma gidiyordu." dedim omuzlarımı silkip.

"Bak sen!" deyip beni gıdıklamaya başlamasıyla kahkaha atmaya başladım.

"Taehyung du-dur!"

Ellerini itip onu kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum ama işe yaramıyordu.

Dizlerimi karnıma çekip alanını kısıtladığımda sonunda durdu.

"Acıktın mı?" dedi dudaklarımı öpüp geri çekildiğinde.

"Şef yine balık mı tavsiye ediyor?"

"Şef bu sefer kırmızı et ve şarap tavsiye ediyor." dedi fısıltıyla.

"Sarhoş edecek beni yani."

"Amacı dahilinde bile değil." deyip kaşlarını çattı.

"Bana pek öyle gelmedi. Bence beni sarhoş etmek istiyor."

"Bence şef değil, siz sarhoş olmak istiyorsunuz."

Kollarımı boynuna doladım ve "Belki de." dedim.

"Belki şefe verdiğim sözü tutarım gece."

Kaşlarını havalandırdı ve "Şef size çok güzel bir yemek hazırlayacak ve gece için harika bir ortam kuracak." dedi.

Ayağa kalkmasıyla sırtımı koltuğa yaslayıp dizlerimi kendime çektim.

"Şefim?!"

Bana döndüğünde "Yemek güzel olursa sevinirim. Sözümü tutma ihtimalim artar." dedim.

"Emin olun çok güzel bir yemek hazırlayacağım."

...

"Son bir adım daha, ayağını biraz daha kaldır."

"Geldik mi artık?"

"Geldik güzelim."

Akşam saat beşe gelince Taehyung eve gelerek elimden tuttuğu gibi arabaya bindirmişti.

İki saattir yoldaydık ve son yirmi dakikadır Taehyung arabayı kenara çekip gözlerimi siyah, ipek bir kumaşla kapatıp öyle devam etmişti. Araba durduğundan beri duyduğum tek ses doğanın sesi. Bir yerden sular akıyor ve kuşlar ötüyordu. Bu bile içime huzurla doldurmaya yetmişti.