8. bölüm

706 74 87
                                    

Sık sık bölüm atıyoruz. Sizde bol bol yorum yaparsanız çok mutlu oluruz. Beğeneceğinizi düşündüğünüz kişileri de etiketleyin lütfen.

İyi okumalar~~~

...

Bahçedeki salıncakta oturmuş elimdeki içkiyi yudumluyordum. Kendimi mental olarak kötü hissediyordum dün geceden beri.

Yoongi'yle saçma yakınlaşmamız ve ardından kavga beni tuhaf bir şekilde etkilemişti. Woo Hyun'la bile böyle yakınlaşmamıştım.

İlk yakınlaşacağım kişi de yakalatmam gereken bir suçlu olmamalıydı. Ben böyle bir hatayı yapamazdım. Hem kendime hem de mesleğime ihanet edemezdim.

Yoongi'den uzak durmam gerekiyordu. Ona karşı bir şeyler hissetmek hayatımda yapacağım en büyük hatam olurdu.

"Ne yapıyorsun burada?"

Yanıma oturan Jungkook'la düşüncelerimden ayrılarak ona döndüm.

"İçiyorum."

Güldü ve "Onu görüyorum Jieun. Üç saattir burada oturuyorsun. Seni bu kadar düşündüren ne var onu öğrenmek istiyorum." dedi.

Üç saat geçtiğinin bile farkında değildim. Düşüncelerimde o kadar boğulmuştım ki havanın kararmış olduğunu bile farketmemiştim.

"Yoongi hyung mu?"

"Ne?" dedim ona dönüp.

"Seni bu kadar düşündüren... Yoongi hyung mu?"

Cevap vermeyip içkimden bir yudum daha aldığımda gülümsedi.

"Oda aynı senin gibi. Çok düşünceli." demesiyle ona döndüm.

"Ne düşünüyor ki o?"

"Bilmem. Sen ne düşünüyorsan o da onu düşünüyordur."

Hiç zannetmiyorum. Ben yaptığım saçmalığın ve görevime odaklanmamı düşünüyorum.

"Ne yaşandı aranızda? Sabah bize de kızdı."

"Size neden kızdı? Sinirini sizden mi çıkarttı?" dedim alayla.

Bana bir şey diyemeyince onlara çatmıştı herhalde.

"Ben sizinle ilgili bir imada bulunmuş olabilirim. Oda buna sinirlendi işte." dedi omuz silkip. 

"Bana bir şey söyleyemeyince size çatmış yani."

Bardakta içki bitince yeniden doldurmak için şişeye uzandım ama Jungkook şişeyi alıp bana engel oldu.

"Yeter bu kadar Jieun. Zaten yeterince içmişsin. Daha fazla içmene izin veremem."

Göz devirdim ve bardağı masaya bırakıp arkama yaslandım.

"Jieun konuşun bence. İkinizde saçma bir şekilde kendinizde değilsiniz."

"İstemiyorum."

Konuşmayı düşünmüyordum. Hatta onunla değil muhattap olmayı, zorunda kalmadıkça aynı ortamda bile olmayı düşünmüyor.

Jungkook bakışlarını yüzümden çekip yukarı bakınca neye baktığını görmek için bende arkamı döndüm.

Odasının camından ikimizi izleyen Yoongi'yi görünce hemen önüme döndüm.

"Beni o gönderdi. Seninle konuşmam için."

"Konuşacak bir şey yok ki."

"Anlatmıyorsun ki!"

Believe - Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin