34. Bölüm

530 53 140
                                    

Merhaba herkese, nasılsınız? Ben iyi değilim dün geceden sonra. Grammy yine prim kasıp hakettiğimiz ödülü vermedi. Neyse yine hatırlayıp sinirlenmeyeceğim.

Bu bölüme sınır koymayacağız çünkü bir süre bölüm atamayacağız. Özel sebeplerden dolayı malesef bölüm gelmeyecek.

Bu süre uzun mu olur kısa mı olur emin değiliz. Fırsat buldukça yazmaya çalışacağız.

Sizden bu süreçte istediğimiz şey bizi bırakmamanız. Bu hesapta yayınlanan bir ficimiz daha bulunuyor, bizim kendi hesaplarımızdaki ficleri de okuyabilirsiniz.

Bir süre bizi beklemenizi istiyoruz. Umarım bırakmazsınız fici, desteklerinizi.

İyi okumalar.

...

Gözyaşlarımı sildim ve ellerimle oynamaya devam ettim. Lavin'i biraz önce getirmişlerdi hastaneden. Onun için bir oda ayarlamışlardı. Uyanana kadar orada kalacaktı.

Bizi kurtarmak için hapse girmişti ve orada yaralanmıştı. Benim yüzümden olmuştu. Benim suçumu üstlendiği için olmuştu.

Onu dinlediğim için pişmandım. Yapmam gereken tek şey gidip doğruları anlatmaktı. Sadece gidip 'Ben yaptım.' diyecektim ama yapmamıştım.

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda kapı telaşla açıldı.

"Hyejin! İyi misin?!"

Yoongi yanıma gelip bana sarılınca ağlamam daha da şiddetlendi.

"Benim yüzümden oldu Yoongi. Benim suçumu üstlendiği için oldu. Onun yerinde ben olmalıydım, hapse giren ben olmalıydım. Gidip anlatmalıydım her şeyi. O şuan o yatakta yatmamalıydı."

Saçlarımı okşadı ve beni sakinleştirmeye çalıştı ama hiçbir işe yaramıyordu.

"Hyejin bana bak. O sizi kurtarmak için yaptı bunu. Sen gidip anlatsaydın ne olacaktı? İkiniz birlikte hapse girecektiniz. Belkide ikinize de zarar vereceklerdi. O bunun olmasını istemediği için kendini feda etti. Seni ve bebeğimizi kurtarmak için. O bunu kendi isteğiyle yaptı. Senin hiçbir suçun yok. Ayrıca o iyi. İyi olacak. Sadece biraz zamana, dinlenmeye ihtiyacı var. Güçlü biri o. Asla pes etmez."

Yaşlarımı silip alnımı öptü.

"Lütfen ağlama artık. Senin için, bebeğimiz için iyi değil bu. Lütfen güzelim. Kendini bırakma."

Başımı omzuna yaslayıp sessizce göz yaşlarımı akıtmaya devam ettim, oda beni sakinleştirmek için saçlarımı okşamaya.

...

"Güzelim hadi yemek ye."

"Canım istemiyor Yoongi."

"Hyejin, ne konuştuk biz? Kendini bırakmayacaktın. Lütfen bir şeyler yer misin? Bebeğimiz için."

Derin bir nefes aldım ve elime çubukları alıp getirdiği yemekten yemeye başladım.

"Canın bir şey istiyor mu? Alıp geleyim hemen."

Başımı iki yana sallamamla derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.

"Ne söylersem söyleyeyim o uyanmadan kendini üzmeye devam edeceksin."

Elimde değildi ki. Benim yüzümden o haldeydi. Benim suçumu üstlendiği için. Bu aklımdan çıkmıyordu.

O uyanıp iyi olana kadar içimden bir şey yapmak gelmiyordu.

Believe - Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin