Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Dediğim gibi oy ve yorum yapmazsanız beğenip beğenmediğinizi öğrenemem. Oy verip yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
12. Bölüm: Cesaret
Buna cesaret etmem benim her şeye rağmen tükenmeyen umudumu gösteriyordu.
Karşımda Zafer'den kurtulmamın yolu duruyordu. Belki de bu sefer sessizliğimle sesimi duyurmayı başaracaktım. Zafer kolumdan tutarak hava alanının içine götürdü. Dönen kapıdan geçtikten sonra güvenlikten geçmek için çantamı bıraktım. İlk ben geçtiğimde güvenliğe döndüm. Anlar mıydı ki?
Zafer de geçtiğinde kolumdan tutup ilerletmeye başladı. Güvenliğin arkamızdan baktığını fark ettiğimde elimi kaldırıp baş parmağımı içeriye doğru büktüm. Üzerine dört parmağımı kapatıp yardım istedim. Kaşları çatıldığında yanında ki güvenlik görevlisine döndü. Bir şeyler söyledi. Zafer çekiştirince önüme dönmek zorunda kaldım. Zafer'in adamları önden ilerliyorlardı.
"Bir dakika durur musunuz?" güvenliğin sesiyle arkamı döndüm. Zafer'de bize söylediğini anlayıp döndüğünde güvenlik görevlisi bizim yanımıza ulaşmıştı. "Beyefendi, hanımefendinin kolunu bırakır mısınız?" dedi. Zafer'in anında kaşları çatılırken önce bana sonra güvenlik görevlisine baktı. "Eşimin kolunu tutmam için sizden mi izin almam gerekiyor? Mümkünse sizi ilgilendirmeyen konulara karışmayın. İşinizden kovulmanızı istemem." Zafer'in konuşması bittiğinde kapıda polis arabası görüş alanımıza girdi. Havaalanına girip güvenlikle bizim yanımıza yöneldiler.
Bana kısa bir bakış atan polis memuru Zafer'e döndü. "Bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor." dedi. Zafer kolumdaki elini sıkarak konuştu. "Neden sizinle karakola kadar gelmem gerekiyor? Sorun ne?" Sorguluyordu. Benim için gelmiş olabileceklerini aklına bile getirmiyordu. "Karakolda öğrenirsiniz. Şimdi zorluk çıkartmayın lütfen."
Zafer cevap alamayacağını anladığında arkada bizi bekleyen adamlarına döndü. "Defneyi eve götürün." dedi. Benimde gitmem gerekmiyor mu? "Hanımefendide bizimle gelecek." Zafer şüpheyle yüzüme baktığında gözlerimi kaçırmadan bende baktım. Sanırım sona gelmiştik.
---------------------
Karakola girdiğimiz de etraf kalabalıktı. Kelepçeli şekilde getirilen insanlar, polise derdini anlatmaya çalışanlar...
Zafer başka bir yere götürülürken ben normal bir polis odasına götürüldüm. "Adınızı ve soyadınızı söyler misiniz hanımefendi?" dedi. Karşımda bizi buraya getiren polis memurlarından biri vardı. Kafamı sallayarak onayladım. "Defne Mutlu." Önündeki kağıda bir şey yazmıştı. Sanırım adımı yazmıştı. "Havaalanında ki görevliye sizin şiddet gördüğünüzü anlatan işareti vermişsiniz. Neler yaşadığınızı anlatır mısınız?"
"Beş yıldır şiddet görüyorum. Hem psikolojik hem de fiziksel olarak. Ayrıca evli değiliz fark etmişsinizdir. Yanında zorla tutuyor beni. Bir çok kez kaçmaya çalıştım. Başardım da ama sonunda yakalandım. Telefonum yoktu, kaçtıktan sonra karakola gelmeye çalıştığımda yarı yola bile gelemeden yakalanıyordum. Normalde Antalya da fazla bir insanın bulunmadığı adresini bile bilmediğim bir evde oturuyorduk. Ben kaçmayı başardığımda Ankara'ya geldim. Beni burada da buldu. Bulduktan sonra hamile olduğumu bildiği halde şiddet uyguladı. Tecavüz etti. Bebeğim karnımda öldü. Buna rağmen durmadı. Geri kalan günlerde de şiddet görmeye devam ettim. Bugün Antalya'ya geri dönecektik. Aklıma gelen ilk şey güvenlik görevlisine şiddet gördüğümü belli etmek oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇLÜ KADINLAR (Düzenleniyor)
General FictionBedenimde önce babamın kirli ellerinin şiddetini taşımıştım. Şimdi tanımadığım bir adamın hem tecavüzünü hem de şiddetini taşıyordum. On altı yaşında bir çocuk olarak... #BİRLİKTESESİMİZİDUYURMAYIBAŞARACAĞIZ #HERKADINGÜÇLÜDÜR