13.BÖLÜM (Yaşamak için öldürdüm!)

378 11 6
                                    

Ben hayatımın katledilişini yıllarca izlemiştim. Bir katille yıllarca savaşmış sonunda yaşamak için öldüren bir kadın olmuştum. Elimde hayatımın katilinin kanıyla bende bir katil olmuştum. Sokakta polis arabasına bindirdiklerinde Meral'in sözleri yankılanıyordu sanki kafamın içinde. "Defne sen yanlış bir şey yapmadın." demişti bana gözyaşlarının arkasından. Yanlış yapmıştım ama bence hayatımın en doğru yanlışını yapmıştım.

Ben yıllardır hapis hayatı yaşıyordum zaten. Gerçek bir hapishane benim için özgürlük demekti. Bedenimin hapis edildiği ruhumun özgür olduğu bir yerdi benim için.

Tecavüz yoktu.

Şiddet yoktu.

Mavi ışıklar... Yoktu.

Zafer Yoktu!

Gökyüzüyle özgür olamamıştım ama duvarlar bu sefer tutsaklığım değil özgürlüğüm olacaktı!"

"Bir gün önce şiddet gördüğünüz için şikayetçi olmuşsunuz. Bugün ölü bulundu. Neden öldürdünüz diye sormuyorum. Sizinle birlikte getirilen iki kadınında ifadesi alınıyor. Bugün ne yaşadınız?" dedikten sonra karşımdaki sandalyeye oturan polis memuruna baktım. Yüzümde kurumuş yaşlarla tepkisiz bir şekilde oturuyordum.

"Bakın bu şekilde olmaz. Avukatınız yok, sorulan hiç bir soruya cevap vermiyorsunuz." Bana yardımcı olmak istiyor gibi bakıyordu. Aslında o da biliyordu artık bana yardımcı olamayacağını.

"Yaşamak için öldürdüm." yaşamamız için öldürdüm. Ağladığımdan dolayı pürüzlü çıkan sesimle sonunda konuşmuştum. Bence tek bir cümle her şeyi anlatıyordu. Ellerimde kurumuş kan açıklıyordu her şeyi.

" Defne buradan sonra nöbetçi mahkemeye çıkacaksın. Konuşmayacağına emin misin?" dedi tekrar. Ben çok açıklayıcı bir cümle kurmuştum aslında. "Ben öldürmeseydim Zafer bizi öldürecekti. Yaşamak için öldürdüm." dedim. Başka söylenecek bir şey yoktu. Sanki Zafer öldükten sona hislerimde ölmüştü.

Gözlerimi polis memurundan ayırmadan bakıyordum. Korkmuyordum. Ben özgürlüğümü belki de hapis edildiğim yerde bulacaktım. Kağıtla kalemi önüme koydu. "İfadeni imzala. Yüksek ihtimalle tutuklu yargılanacaksın." Dedi. Tutuklanacaktım. Ben bir katildim ve yerim artık orasıydı.

Kağıdı imzalayıp tekrar ona doğru ittim. Ayağa kalkıp ellerime kelepçeyi taktı. Kolumdan tutup ayağa kaldırdı. Sorgu odasından çıktığımızda eş zamanlı olarak yan tarafın kapısı açıldı. İçeriden önce polis memuru çıktı. Arkasından Meral gözüktüğünde dolu gözleriyle bana baktı. Bana doğru bir adım attığında yanında duran polis önüne geçti. "Yaklaşamazsınız hanımefendi." Dedi. Onlara göre tehlikeli bir insandım. Bir katil onlara göre herkese zarar verirdi. Haklılardı aslında. Keşke Zafer'de bana zarar verdiğinde bunu görebilselerdi. Ona da engel olabilselerdi.

"Lütfen." dedi Meral zorlukla konuşuyordu. Kendini tuttuğu belli oluyordu. "Lütfen bir kere sarılayım. Bir kere ne olur." Acı çeker gibi konuşmasıyla gözlerimi sıkıca kapattım. Gözümden düşen yaş yanağımdan süzülerek boynuma aktı. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım.

"Ellerindeki kelepçe açılmayacak. Sadece bir dakika müsadeniz var." Dedi Meral'in önünden çekilirken. Karşı tarafta duran kapı açıldığında Meral duraksayıp oraya baktı. Bende kafamı çevirip odaya baktığımda Kader polisle birlikte ağlayarak odadan çıktı. "Defnem." Dedi. Acı çekiyormuş gibi. "Defne ben özür dilerim. Koruyamadık seni. Koruyamadım." Dedi. Sesli bir şekilde ağlıyordu. Yanıma gelip sıkıca sarıldığında kelepçeli ellerimden dolayı kollarımı ona saramadım. Bir kaç saniye sonra Meral de gelip sarıldı.

GÜÇLÜ KADINLAR (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin