4

6.6K 424 19
                                    

Melek'in saçını örmemle hızla yerinden kalktı. Aynadan saçlarına baktı.

Sabah duyduğum konuşmadan sonra hızla odama çıkmıştım. Selin'e kısa bir bilgi mesajı attıktan sonra odada oturmuş öylece beklemiştim. Pamir'in ne düşündüğünü ne yapmak istediğini anlamadığım için sinirleniyordum. Yapmak istediği şeyi çözemedim.

Ahmet ile dost mu düşman mı? Bunu çözemedim.

"Ömer abi"

Melek'in elimi tutmasıyla ona baktım.

"Sana sesleniyorum beni duymuyor musun?"

Kaşları çatılmış minikle gülümsedim.

"Özür dilerim dalmışım. Ne söylüyordun?"

Gülümsedi, gülümsediğinde yanağındaki küçük çukur belli oldu. Gördüğüm gülüşle ben de gülümsedim.

"Saçlarım çok güzel oldu. Teşekkür ederim"

Minik elini tuttum ve hafif yara izi olan yerden öptüm.

"Rica ederim Meleğim"

O da gülümsedi. Ayağa kalktım.

"Hadi aşağıya inelim ve kahvaltımızı yapalım yoksa okulun ilk gününden geç kalacaksın"

Yatağının yanındaki sırt çantasını aldım. Sonra da ceketini aldım. Elini tuttuktan sonra aşağıya inmeye başladık. Melek bugün 1. Sınıfa başlıyordu. O fazla heyecanlıydı. Hem okula başladığı için hem de evden uzaklaşacağı için. Melek gününün çoğunu evde geçiriyordu. Bu onun için çok güzel olacaktı.

Aşağıya indiğimizde Pamir'i gördük. Yemek masasında oturuyordu ve gazete okuyordu. İlk gazete okunduğunu görünce çok şaşırdım. Hâlâ gazete okuyanlar varmış. Ben onları sadece dizilerde sanıyordum.

Pamir bizi görünce gazeteyi kapattı ve masanın üzerine koydu.

"Günaydın amca"

Pamir gülümsedi.

"Günaydın amcacım"

Melek'in eli saçlarına gitti.

"Bak saçlarım çok güzel oldu. Ömer abi çok yetenekli. İyi ki onu işe almışsın"

Seni çokbilmiş küçük.

"Saçların çok güzel olmuş. Ömer abin gerçekten çok yetenekli. İyi ki bizimle çalışmak istemiş"

Gülerek konuşuyordu. Sanırım şu an beni övdükleri için biraz utandım.

"Hadi masaya geçin yoksa okulun ilk gününden geç kalacaksınız."

İkimiz de masaya geçtik. Melek'i ben okula bırakacaktım. Pamir, Harun'un da bırakabileceğini söylemişti ama ben kendim götürmek istemiştim. Hem Melek onu okula götüreceğimi öğrenince çok sevinmişti. O mutluluk öyle içine işledi ki Pamir'le bir gün boyunca ikna olsun diye dil döktüm.

Kahvaltı sessiz geçmişti. Melek birkaç kez konuşmuştu ama sonra o da kahvaltısına döndü.

Ceketimi aldıktan sonra aşağıya indim. Melek ve Pamir dışarı çıkmışlardı. Hızla dışarıya çıktım. Harun'un arabasını görünce oraya doğru yürüdüm.

Normalde kendim bırakacaktım. Harın, Pamir ile beraber işe gidiyordu ama Pamir bugün Melek'in ilk günü olduğu için bizimle gelmek istemişti. O yüzden beraber gidecektik.

Ön kapıyı açtım ve bindim. Binmemle Harun arabayı çalıştırdı. Aynadan arkaya göz attığımda Melek'in dışarıyı izlediğini Pamir'in ise tablete baktığını gördüm. Bir insan 7/24 çalışır mıydı arkadaş?

Ona baktığımı hissetmiş olacak ki onun da bakışları tabletten aynaya döndü. Gözlerimizin kesişmesiyle kısa bir bakıştık. Bu saçma andan kurtulmak için hemen bakışlarımı başka tarafa çektim.

Arabada yolculuk sessiz geçti. Kimse konuşmuyordu. Bu sessizlik beni gerse de okula kadar sustum. Arabanın durmasıyla indim. Melek'in kapısını açmamla arabadan indi. Pamir'de arabadan indi. Ceketinin düğmelerini ilikledi ve bize doğru gelmeye başladı.

Melek'e doğru eğildi.

"Amcacım sana iyi dersler."

Ellerini tuttu.

"Heyecan yapma emin ol her şey çok güzel olacak. Kendine dikkat et olur mu?"

Melek başını evet anlamında salladı. Pamir doğruldu.

"Ömer sen Melek'i sınıfına bırak benim kısa bir işim var"

Bir şey dememi beklemeden başka bir yöne gitti. İnsan bir cevap vermemi bekler arkadaş.

Melek'in elini tuttum ve sınıfına doğru gittik. Sınıf kapısına gelince yanına çömeldim.

"Heyecanlı mısın?"

"Evet"

Gülümsedim.

"Merak etme her şey çok güzel olacak. Eminim ki çok başarılı bir öğrenci olacaksın."

Önce iki elini öptüm sonra da yanağını öptüm.

"İyi şanlar"

O da gülümsedi ve sınıfa doğru gitti. Sırasına oturduktan sonra bana el salladı. Ben de ona el salladım ve okuldan çıktım. Arabaya doğru yürürlüğümde Harun'un arabaya yaslanmış telefonuna baktığını gördüm.

"Pamir bey daha gelmedi mi?"

Telefondan bakışlarını kaldırdı ve ilerde iki okul hizmetlisi üstü giymiş iki kişiyle konuşuyordu. Bu adamalarda kim?

"Melek'e göz kulak olmak için buradalar"

Ben dışımdan mı söyledim?

Ne yani dışarıya bu kadar mı güvenmiyor? Gerçekten de Melek'e zarar verirler mi? O küçücük kıza.

Yani daha bir yaşında bir bebeğin olduğu arabayı patlatan adamlardan her şey beklenirdi.

Sahte Bakıcı | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin