Akis, yansıma demekti.
Hayatı boyunca göz bebeği olarak büyümüş yazar bir kadın Hayal Akgün ve hayatın acımasızlığıyla çok erken başa çıkmak zorunda kalmış polis bir adam Gerçek Saygın.
Ve birde bir seri katil, bu iki hayatın kesişme noktası.
"Katil...
Bir günde iki bölüm sanırım ilham perilerim şu sıralar seviyor beni vize haftam yaklaşırken bu beni korkutuyor ancak yapacak bir şey yok.
Umarım beğenirsiniz yorumlarınız benim için çok değerli.
İyi Okumalar Herkese!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
* * * * * * * * * * * * * * * * * ** *
-Hayal Akgül-
Gözlerimi telefonumun sesiyle açtım. Koltukta doğrulup boynumu tuttum. Burada uyuyakalmıştım ve boynum tutulmuştu. Telefonumun sesi gidince elime aldım arayan babamdı. Geri arama tuşuna bastığımda ayaklanıp çoğunluğu yerle buluşmuş battaniyemi koltuğa attım. Paytak adımlarla ilerlerken balkona çıktım. Yüzüme vuran esinti Ankara ayazı kavramının gerçekliğini kanıtlıyordu. Telefon açıldığında duyduğum ses ile gülümsedim. Babamı özlemiştim.
"Benim Hayal'im neler yapıyor bakalım?"
Esnedikten sonra babamın gülme sesini duydum. Sahte bir sinirle "Gülme baba. Dün dedem sağ olsun baya utandırdı beni."
"Biliyorum kızım ben de dün konuştum onunla bir daha yapmayacak."
Arkadan gelen "Torunum mu o beni mi şikayet ediyorsun sen eşek sıpası! Torunum o benim tabii koruyacağım onu."
Kahkaha atmaya başlamıştım. Her ne kadar bazen sinirlerimi zorlasa da dedemdi benim. Telefonda birkaç hışırtıdan sonra dedemin sesini duydum.
"Güzel kızım iyi misin?"
"İyiyim dedeciğim. Yeni uyandım kahvaltı yapıp karakola gideceğim."
"Dikkat et tamam mı?"
Gözlerimi devirip "Dede rica ediyorum. Gerçekten dün beni o kadar üzdün ve korkuttun ki."
"Tamam tamam bir daha yok. Sen istersen gönderirim birilerini."
"İstemeyeceğim için sorun yok." Telefondan saate baktığımda mesainin başlamasına bir saatin olduğunu gördüm. "Dedeciğim kahvaltı edip hazırlanacağım sonra konuşmaya devam edelim olur mu?"
"Tamam güzel kızım Allah'a emanet ol."
Veda edip içeri girdim. Elimi yüzümü yıkayıp banyodaki işlerimi bitirdikten sonra kahvaltılık şeyleri çıkarmaya başladım ekmekleri kızartırken içeriyi toparlayıp çantamı hazırlamıştım.
Ekmekler kızardığında güzelce kahvaltımı yaptım. Sofrayı toparlayıp odama geçtim. Üzerime bej bir takım giyerken içime ince siyah bir body giymiştim. Dalgalı saçlarımı rahat bir atkuyruğu yapıp makyajımı sade bir şekilde yapıp aynada kendimi kontrol ettim. Saate baktığımda mesaiye on beş dakika vardı. Sakince arabama ilerlerken Gerçek'in arabası çoktan gitmişti. Dünkü halleri aklıma gelince vücuduma bir irkilme gelmişti. Bahar ne demişti.
