Bölüm 10

125 16 46
                                    

İyi Okumalar

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfen.

*******************

Elimde Hüsniye ile babamın arabasına geçmiştim. Dünkü olaydan sonra Gerçek ben uyanır uyanmaz çıkış işlemlerini halletmişti. Dedemlere hiçbir şey söylememiştik. Güralp'i ise hiçbir yerde görememiştim, onun için endişelenirken Gerçek bir şey olmadığını söylemişti. 

Eve vardığımızda arabadan iner inmez bir el kolumun altına girmişti. Bahar'a dönüp "Alt tarafı basit bir baygınlık Bahar endişelenecek bir şey yok." desem de o beni duymamazlıktan gelmeye karar vermişti. Evimden içeri girerken herkesin burada olduğunu gördüm, Güralp hariç. Derin bir nefes alıp gülümsemiştim içeridekilere. Hep bir ağızdan geçmiş olsun dileklerini söylerlerken teşekkür ettim. 

Kıvanç yanıma yaklaşıp elindeki çiçek buketini uzattı. Burnumu bukete uzatıp derin bir nefes aldım duyduğum güzel kokular beni gülümsetmişti. 

"Çok teşekkür ederim Kıvanç. Çok naziksin." 

Heyecanlı gözleri beğendiğimi görünce yerini gurura bırakırken " Rica ederim Hayalciğim ancak kendine dikkat etmemen beni çok üzdü lütfen dikkat et kendine sen karakolun neşesi olsun." 

Söyledikleri ile gülümsemem bozulmazken odadaki diğer insanlarda gözümü gezdirdim herkes kendi halinde birbirleri ile konuşurken sadece Gerçek'in ilgisi bizim üzerimizdeydi. Bakışlarımız kavuşurken ona gülümsedim bakışları bir süre dudaklarımda gezinirken ciğerlerine derin bir nefes çekmişti, bu hareketi kızarmama sebep verirken odayı dolduran telsiz sesiyle bakışlarımız ayrılıp sese doğru yöneldi. Kıvanç'ın yüz ifadesi ciddiyete bürünürken bana döndüğünde kendini mahcubiyete bırakmıştı. Elinin ensesine atıp "Şey ihbar gelmiş de gidip bakmam lazım Gerçek ve Güralp diğer davaya baktığı için böyle ayak işleri bana kaldı." diyerek serseri bir şekilde güldü. Bu haline her ne kadar gülsem de gözlerindeki hırs ateşi beni samimiyetten uzaklaştırıyordu. Onunla beraber karakoldan gelen diğer kişilerde ayaklandı. Aralarında en tanıdık olan Burak da kalkınca Gerçek'e dönüp kısık sesle bir şeyler söyleyip odağını bana çevirdi. Eliyle asker selamı yapıp "Hayal komutanım çok geçmiş olsun yakın zamanda sizi tekrar cephede görmek için sabırsızlanıyorum." 

Aynı şekilde selam verip. "Tamamdır asker sen benim yokluğumu aratma yeter bu bir emirdir."  Ona uymama odadaki diğer kişilerde gülerken kalabalığı uğurlamak içi ayaklanmışlardı bende kalkmak istesem de bana bakan sert bakışlar yüzünden oturuyordum. Odaya dönen sadece ailem ve Gerçek kalırken Bahar da acil bir işi çıktığı için gitmek zorunda kalmıştı. Gerçek koluma girip bana odama kadar götürürken hala söyleniyordum.

"Vurulmadım ben farkındasınız değil mi? Ayrıca Hüsniye'yi dikkatli tut yaprakları aşağı doğru süzülmüş yavrumun." Gerçek bu halime sadece gülümsüyordu. Yatağıma uzanmamı sağlarken Hüsniye'yi de baş ucumdaki komodinin üzerine koymuştu. Hemen sürahideki sudan biraz döküp toprağını kontrol etmiştim. 

Gerçek de yatağıma oturup saç tutamlarımdan birini alıp kulağımın arkasına koydu. "Benim kısa bir işim var akşam tekrar uğrarım."

Gözlerimi kaçırarak "Gerek yok yeterince uğraştın benimle davayla bile ilgilenemedin." dedim. Çenemden hafifçe tutup kendine çevirdiğinde gözlerine bakmak zorunda kalmıştım. "Sen daha önemlisin bunun lafı bile olmaz. Ayrıca annemin seni bırakacağını sanmıyorum. Şimdi bile zor tuttuk kalabalık ve yeni geldiğini söyleyerek."

"Zahmet etmesin hiç hem bizimkiler de burada." 

"Onu anneme söyle." dedi gülerek bende gülerken  bakışları tekrar gülüşüme değmişti. Hala çenemde olan eli yavaşça dudağımın kenarına gelirken gülümsemen solmaya başlamıştım. 

AKİS +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin