Yorumlarda buluşalım.
İyi Okumalar.
********************
"Tuğkan ben deliriyorum."
Koltukta oturmuş Tuğkan'ın kendine gelmesini bekliyordum. Deliriyor muydum bilmiyorum ama bir şeyler olduğu kesindi. Tuğkan hala şokta olduğu için koltuğa geçmiş halımı seyrediyordu. Bej renk ile doğru bir karar verdiğime inanıyordum.
Gördüğüm saçma sapan rüyalar kafamı karıştırmaya başlamıştı. Tuğkan elleriyle yüzünü kapatmış sıkıntılı olduğu belli olan nefesler alıp veriyordu. İlacımı almak için odama gittim. Odamı talan etsem de bulamamıştım. Babam götürmüş olabilirdi ama neden alsındı ki? İçeriye gittiğimde Tuğkan önüne bıraktığım suyun büyük bir çoğunluğunu içmişti bir iki yudumluk su olan bardağı alıp yüzüne sıçrattım ve karşısına geçtim.
O sıçrarken koltukta yaslandım.
"Kısa geçiyorum çocukluğumda henüz senin gelmediğin bir dönemde bir travma yaşamışım ne olduğunu bende bilmiyorum psikoloğum beynimin unutmasının bir sebebi olduğunu ama bana oyun da oynayacağını söylemişti. O sebeple sakinleştirici etkili hafif bir ilaç kullanıyorum. Soru var mı?"
Kaşlarını çattı. "Benim neden haberim yok?"
Omuz silktim. "Çoğu kişinin yok babam ve dedem biliyor sadece. Ben... Ben o tarz bakışları görmek istemedim hem uzun süredir olmuyordu."
"Ne tetikledi?"
Bunu düşünmemiştim eğer ne olduğunu öğrenirsem eskisi gibi olmam diye sadece üstünü kapattığım bir şeydi. Yanıma geldi, sehpaya oturup ellerimi tuttu.
"Yarın bir psikologdan randevu alıyoruz beraber gidiyoruz."
Olmazdı. Şu an bu kadar olayın içinde olmazdı.
Kafamı sağa sola salladım. "Olmaz. Şu an olmaz bak ben iyiyim sadece ilacıma ihtiyacım var. Nöbetçi bir eczane bulamaz mıyız?"
Gözlerimin içine uzunca baktı ve sonunda pes etti. "Tamam ama bana her şeyi anlatacaksın yoksa Ömer babamı ararım."
Gözlerimi devirdim. "Bende beş dakikadır beni tehtid etmediğin için bozuldun sanmıştım. Ceketimi alıyorum."
Güldü. Gerçekçi değildi ikimiz de rol yapıyorduk. O umursamaz bir tavır takınırken ben de iyi gibi yapıyordum. Değildim. Küçük Hayal ne yaşamıştı öğrenmekten çok korkuyordum.
Geçmiş dipsiz bir kuyu gibi unuttuklarımız ve daima hatırladıklarımızdan oluşurdu. Bir şey hatırladığımızda ilk nasıl unuttuğumuzu sorgulardık. Bir şeyi bulamadığımızı fark ettiğimizde değere binmesi gibi. İnsanoğlu öyle ya da böyle nankör bir unutkanlığa sahipti.
Eczaneden eve geçtiğimizde ikimiz de sessizdik. Nöbetçi eczane yakınlardaydı. Salonda sadece bardağa doldurduğum suyun sesi geliyordu. Tuğkan "Şu dosyalar nerede Hayal?"
Elimle içeriyi gösterdim. "Masada çoğunluğu ama kalanları odamdaki masaya koydum." Duraksadım oraya mı koymuştum? "Yok komidinin üzerine de koymuş olabilirim. Oda da işte bak."
Birkaç tıkırtıdan sonra dosyalarla geldi. İlacı elime aldığımda avucuma düşen haplar ile kaşlarımı çattım. İlacın kabını tekrardan kontrol ettim. İyide benim haplarımda kırmızı mavi şeritler vardı ancak bu haplar düz beyazdı.
Tuğkan'a elimdeki hapları gösterdim. "Bunlar benim ilaçlarım değil."
Kafasını dosyadan kaldırdı. "Ne demek benim ilaçlarım değil? Reçetenle almadın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİS +18
Fiksi UmumAkis, yansıma demekti. Hayatı boyunca göz bebeği olarak büyümüş yazar bir kadın Hayal Akgün ve hayatın acımasızlığıyla çok erken başa çıkmak zorunda kalmış polis bir adam Gerçek Saygın. Ve birde bir seri katil, bu iki hayatın kesişme noktası. "Katil...