Bölüm 4

2.4K 163 5
                                    

Elindeki dosyalarla odasına girip hepsini masaya bıraktı ve odadan çıkıp hızlı bir şekilde üzerini değiştirmeye gitti. Bugünkü antrenmana geç kalmıştı biraz o yüzden acele edip üzerini değiştirmesi ve ekiptekilere yetişmesi gerekiyordu.

Üzerini değiştirip saçlarını toplarken antrenman yapacakları odaya girdi. O girdiğinde ekip ayağa kalkarken selam bile vermeden konuşmaya başladı.

"Isındınız diye umuyorum. Eşleşin başlayın."

Can'ın kolu hala alçıda olduğu için kenara geçip timin yakın dövüş antrenmanını izlemeye başladı. Zehra, Duygu ve Tayfun'un arkasına geçip onları izlerken duyduğu sesle Erhan'a döndü.

"Lan, yavaş ol dedim hayvan!"

Erhan sinirle yerden kalkıp Hasan'ın üstüne atladı ve onu yere yıktı.
Zehra onlara gülüp tekrar önüne döndü.

"Tayfun kıracağım ağzını şimdi. Düzgün dur lan!"
"Komutanım daha uyanamadım ondan."
"Şimdi uyandıracağım seni."

Duygu Tayfun'a arkasını dönüp kolundan asılarak takla atmasını ve yere sırtüstü düşmesini sağladı.

"Uyandın mı?"
"Uyandım."
"Duyamadım."
"Uyandım komutanım!"

Tayfun hızla ayağa kalktığında Zehra onların arkasında durmayı bırakıp yerde oturan Can'ın yanına gitti.

....

Üzerimi değiştirdim ve odadan çıktım. Sabahın köründe hastaneye gitmek hiç hoşuma gitmese de bu dikişlerin alınması gerekiyordu ve revir hemşiresi yoktu şu an. Odadan çıktığımda Erhan çıktı ilk karşıma.

"Gidiyor musun?"
"Komutanınla konuşuyorsun saygılı ol köpek."

Göz devirdi ve tekrar konuşmaya başladı.

"Gidiyor musun?"
"Gidiyorum."
"Geri gelecek misin?"
"Geleceğim."
"İyi. Bugün acemiler gelmiş. Şu an aşağıda olabilirler. Öğlen içtimasına yetiş."
"Hallederim. İşim kısa sürer zaten benim."
"Tamam. Hadi görüşürüz."

Dışarı çıktığımda çantamı önüme alıp arabamın anahtarını bulmaya çalıştım içinde. Çantayı karıştırarak yürürken karşıma bir anda çıkan şeyle çarpmamak için aniden durdum.

"Hop."
"Refleks bak. Görmeden durdun resmen."

Karşımdaki adama kısa bir bakış attım. Bu acemi miydi yani şimdi? Kaç yıl uzattın askerliği acaba?

"Sen görerek mi duruyorsun önümde?"
"Yani belki biraz."
"Ne diyorsun lan sen?"
"Yani hani güzelsin ya. Çarparsan falan ilk görüşte aşk olur diyerekten."
"İlk çarpışta yamulmaya ne dersin? Elimde o var onu vereyim."

Cevap vermeden sadece sırıtarak bana bakınca kaşlarımı çattım.

"Ne sırıtıyorsun lan sen karşımda?"
"Yürü hadi, ne bekliyorsun oğlum?"

Askeri araçtan inen teğmen yanımıza kadar geldiğinde beni görüp karşımda durarak selam verdi. Kafa selamı verdim ona sadece.

"Acemiler mi bunlar."
"Evet komutanım."
"Öğlen içtimasında bunu karşıma çıkar."
"Emredersiniz komutanım."

Karşımdaki gevşeğe son bir bakış attım. Şaşırmış duruyordu. Bir zahmet.

Daha fazla oyalanmadan arabama bindim ve hastaneye doğru yola çıktım. Dikişlerin alınması işime gelecekti. Çünkü tahminlerime göre yakın zamanlarda annemler gelecekti ve onlara söylemediğim için bir ton azar işitecektim. Böylesi en iyisi.

Güzel Gözlüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin