Bölüm 3

14.5K 791 401
                                    


Sabah telefonumda çalan alarmla uyanmıştım.

Evet? BnE dİğEr KıZlAr gibi olmadığım için NaĞlEt alarm melodisini kessin diye onu yere çarpmıyorum. Bi dakika ben kız değilim.

Neyse ne işte...

Yataktan kalkıp hafifçe gerindiğimde vücuduma yayılan gevşeme hissine dayanamayıp bir kere daha yatağa gömüldüm. Daha sonra sürünerek banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve geceliklerimi okul kıyafetlerimle değiştirdim.

Çantamıda alıp alt kata indim. Annem sabah benden erken işe gittiği için kahvaltı yapmıyordum -hazırlamaya üşeniyordum-. Ayakkabılarımı giyip kapıyı da kilitledikten sonra artık okula gidebilirdim. (ne kadar dağınık topuzum ve kirazlı lip balm ım eksik olsa da)

Yola çıktıktan sonra hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Eğer hızlı olursam Aoran ve çetesi sırama yapıştırıcı dökmeden yetişebilirdim belkide.

...

Sınıfa girdiğimde derin bir oh çektim.

Aroan henüz gelmemişti. Tam sınıfa adım atıcakken arkamdan birisinin sertçe ittirdiğini hissettim. Yerde sırtımı dönüp iten kişiye baktığımda David olduğunu görmüştüm. Aoran da arkasından geliyordu. Sanki hiçbir şey olmamış gibi geçip oturdular. Bende doğrulup üstümü çırptım ve sırama ilerledim. Alışmıştım artık.

David'le yan yana oturuyorduk. Ben duvar kenarındaydım.

"Çekilir misin?"

David'e yöneltiğim soruyla bana sanki ona sövmüşüm gibi ters ters bakmakla yetinmişti. Ve evet çekilmemişti.

Hoca gelene kadar ayakta bekledim hoca gelice ise bana mecburen yer verdi ve en sonunda sırama oturdum.

Ders matematikti. Bu gün öğle arasında Aroan'ın basketbol maçı vardı. Bu öğle arası huzur içinde kitap okuyabilirdim.

...öğle arası...

Bütün edebiyat dersi boyunca not aldıktan sonra sonunda zil çalmıştı. Hevesle kalemi bıraktığımda edebiyat hocamız son bir cümlemizin kaldığını söyleyip bize bir paragraf daha yazdırdı ve gitti.

Sınıfa baktığımda ne kadar huzurlu ve sessiz olduğunu fark ettim. Muhtemelen Aroan ve David maçta olduğu içindi.

Umursamayıp kitabımı okumaya devam etmiştim. 300 sayfa boyunca aşık olmalarını beklediğim ama inatla birbirine kin kusmaya devam eden iki başrolün en sonunda öpüşümelerine sevinmiştim..

..ki öpüştükten hemen sonra biri diğerine

"SeNdEn NeFrEt EdİyOrUm" demiş ve diğeride

"nEfReT EtTiĞiN İnSAnI ÖpÜcEk KaDaR dÜşTüN mÜ?"

diye cevap verince sinirlenip kitabı kapatmıştım.

Çok susadığım için kantine inmeye karar verdim ve sıramdan çıkıp koridora ilerledim. Daha sonra öğlenin sıcak güneşi ile kaplı bahçeye çıktım. Tam kantine gelmiştim ki. Aceleyle koşan bir öğretmene çarptım.

"Afedersin! Şuan çok acele bir toplantıya yetişmem gerek ve bir öğrenci yaralı. Pansuman yapmayı biliyor musun?"

"Evet hocam biliyorum ciddi bir şey değil değil mi?"

"Hayır evladım. Çok ciddi değil ama pansuman gerektiren bir yara. Hadi al bunları yaralı çocuk basketbol sahasının yanındaki bankta oturuyor."

Dedi ve birşey dememe fırsat vermeden acele ile koşup gözden kayboldu. Hocanın dediğini yapmak için basketbol sahasına ilerledim.

NE?? AROAN MI? ONA MI PANSUMAN YAPICAM?

O sırada Aroan beni henüz fark etmemişti. Dizlerinin ikiside yaralıydı ve etrafını kaplayan yoğun kan yaranın ne kadar büyük olduğunu gizliyordu.

Bu durumdan sıyrılmak için etrafıma göz gezdirdim. Ama kimse kimsenin umrunda değil gibi gözüküyordu. Ayaklarım resmen isyan ederken Aroanın oturduğu banka yaklaştım ve yanına oturmaya bile cesaret edemeden öylece beni fark etmesini ve kovmasını bekledim. Beni fark eder etmez kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı.

Birşey söylemesine izin vermeden söze girdim

"Pansuman için başka bir öğretmen geliyordu ama acele bir işi çıktığı için bunları elime tutuşturup beni buraya gönderdi. Beni istemediğini biliyorum istersen başka biri-"

"Gevezelik etmeyi kes. Başka birini bulacak zamanımız yok takımın bana ihtiyacı var çabuk hallet işini."

"...tamam."

Yanına isteksizce oturduğumda biraz pamuğa bir çeşit dezenfekte sıvısını döktüm ve Aroan'ın yarasına hafifçe bastırıp temizlemeye başladım. Pamuğu değdirdiğim anda Aroan'ın dizi biraz kasılsa da gevşemişti. Bu dezenfekte işlemi yarayı yakıyordu.

Bunu bildiğim için bana bağırmasından korkup nazik ama hızlı olmaya çalışıyordum.

"Ellerin titriyor"

Aroan'ın sözlerinin ardından onun gözlerine baktım utanarak.

"A-afedersin ben... fark etmemişim."

Ve bir cevap vermesini beklemeden utançla yarayı temizlemeye devam ettim. O da cevap vermemişti zaten.

Yarayı temizleme işlemini iki dizinede uyguladıktan sonra kan rengi sıvıyı döktüğüm pamukları dizlerine koydum. Gazlı bezi almak için elimi uzattığım sırada ağzı açık dezenfektanı devirmiştim. Hızla onu tutmaya çalışırken Aroan'ın da aynı şeye yeltendiğini gördüm ama elimi çekmek için çok geçti.

Şişeyi aynı anda tutmuştuk. Tenlerimizin birbirine teması içimde garip hisler bırakırken Aroan'a a bakmak için kafamı kaldırdım. Onunda aynı şekilde bana baktığını gördüğüm de aceleyle gözlerimi kırpıştırarak elimi çektim.

"Özür dilerim. İstemeden oldu yani.. Bir anda sende tutunca.. Ellerimiz-"

"Önemli değil, devam et."

Kendimi açıklayamayacağımı bile bile söze girmeme lanet ettim. Kızaran yüzümü Aroan'dan saklamaya çalışarak gazlı bezi aldım ve dizlerine sardım. Küçük çengelli birer iğne tuttuşturdum.

"Yanakların..."

Ne kadar yüzümü saklamaya çalışsamda fark etmiş olmalıydı. Sözünü bitirmesine izin vermeden. İşimi halledip doğruldum.

"Geçmiş olsun."

Diyip hızla arkamı döndüm ve erkekler tuvaletine gidip aynada yüzüme baktım.

Bakmaz olaydım! Resmen domatese dönmüştüm! Harika, şimdi de kendimi aptal gibi hissediyordum.

O kadar utanacak ne vardı ki?

Kendime sinir olup. İçimden söverek sınıfa gittim ve sırama oturdum. Birdaha kimse beni bu sıradan kaldıramaz...!













Zorba (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin