Bölüm 4

14.6K 776 243
                                    

Bilgisayarımın başına oturmuş performans ödevim için araştırma yapıyordum. Bugün eve takip edilmeden, rahat bir şekilde gelmiştim çünkü Aroan'ın takımı maçı kaybetmişti ve bu yüzden antreman yapıyorlardı. Araştırmama devam ederken Aroan'la ellerimizin teması gelmişi aklıma. Daha sonra Aroan yanaklarımın kızarıklığını fark edip tam söze dökecekken oradan aceleyle gidişimi hatırladım.

Aptal öğretmen pansuman için bula bula beni mi bulmuştu? Keşke bilmediğimi söyleseydim! İç çekip araştırmama devam ettim. Daha 2 konu vardı ve ben birincisinin başındaydım! Deli gibi üşensem de masanın başında oturmak için kendimi zorladım.

...

Masada kıçım düzleşene kadar oturduktan sonra sonunda lanet ödevi bitirmeyi başarmıştım. Karnım acıkmış ve susamıştım da. Mutfağa inip 2 bardak su içtikten sonra salonda haber izleyen annemin yanına oturdum.

"Bitirdin mi ödevini sonunda?"

"3 saatimi aldı, ama evet sonunda bitirdim"

Yorgunca gülümsedim.

"Acıktıysan hemen bir şeyler hazırlayayım mı sana? Evet,evet... Yorulmuşsundur. Hemen masayı kuruyorum sen otur burada işim bitince çağırırım."

Annemin salondan çıkışını izlerken gülümsüyordum. Beni bu kadar düşünmesi ve ben söylemeden ne istediğimi anlamasına bayılıyordum. Salonun kapısına ilerledim. Tabiki de ona yardım edecektim. Errrrkek adam dediğin annesine yardım eder!

Onun ardından mutfağa girdiğimde çoktan tenceredeki yemekleri ocağa koymuş, altını yakıyordu. Bende masayı kurmaya karar verdim ve çekmeceden bir örtü çıkarıp masaya serdim.

...

Masayı annemin toplamasını izlerken bende bulaşıkları makineye yerleştiriyordum.

İşimiz bittiğinde salona geçip biraz televizyon izlemiştik. Sonra odama çıktım ve bilgisayarın başına oturdum. Ama ilgimi çeken bir şeyler bulamayınca sıcak bir kahve yaptım. Elimde kahveyle balkona geçip oturdum. O sırada gözlerim Aroan'ın evinin balkonuna kaydı evlerimiz karşı karşıya olmasa da yinede görebiliyordum onu.

O benden önce geçip oturmuştu balkona. Yani geldiğimde oradaydı. Kafasını hafif arkaya yaslamış, gözlerini kapatmıştı. Çok yorgun gözüküyordu. Onu bu denli yoranın ne olduğunu merak etmekten kendimi alıkoyamamışım ama asla öğrenemeyeceğim için umursamadım. Dolunay tüm görkemiyle Aroan'ın evinin arkasından yükselmiş geceyi aydınlatıyordu. Açıkçası Aroan'ın bu manzaradan mahrum kalmasına üzülmüştüm. Daha sonra Aroan'a üzüldüğüm için kendime kızdım o zorbanın tekiydi. Aptaldı da. Zorba ve aptal.

Gözlerimi Aroan'dan ayırıp yıldızlara çevirdim. Ama dolunayın güçlü ışığı onları saklamıştı. Kahvemden bir yudum alıp gecenin manzarasının tadını çıkardım.

...

Kahvem biteli çok oluyordu ama ben balkonda oturmaya devam etmiştim. Öylece oturup dolunayı seyrediyordum Aroan pozisyonunu hiç bozmamıştı. İlk başta sadece gözlerini kapattığını sansam da aradan geçen yarım saatin ardından uyuduğunu anlamıştım. Mutfağının bulunduğunu düşündüğüm pencereden hafif dumanlar yükselmekteydi ve yanık kokusu bana kadar geliyordu. Fırında birşeyler unutmuş olmalıydı. Ciddileşmeden söndürülmezse yangına kadar gidebilirdi. O balkonda 8. Rüyasını görürken ben burada onun için endişeleniyrordum. Aptal mıydı bu çocuk? Evet. Aptalın tekiydi ama onu uyandırmak için şuan evden çıkan ben kesinlikle daha aptaldım.

Üzerime siyah montumu geçirip kapıdan çıktım. Sessiz olmaya ve annemi uyandırmamaya özen gösteriyordum. Annem saat dokuz olmasına rağmen uyumuştu. Bugünün çok yorucu geçtiğini dile getirmişti ama bu kadarını ben de beklemiyordum. Ayakkabılarımı giydim ve kapıyı ardımdan yavaşça kapattım.

Aroan'ın balkonunun önüne geldiğimde açıkçası ne yapacağımı bende bilmiyordum. En sonunda ona seslenmeye karar verdim.

"Aroan!"

Uyanmamıştı.

"AROAN!"

Lanet olsun! Neydi bu kış uykusu falan mı? Akşamın dokuzunda sokağa çıkmış balkona uyuya kalan birini uyandırmak için bağırıyordum! Ziline basmak istemiyordum ama başka çarem yok gibiydi. Bulunduğum sokaktaki bütün evler iki katlı, müstakildi. Villayı andırıyordu. Ama değildi. Kapının önüne geldiğimde zille biraz bakıştım ardından korka korka zile bastım. Umarım başıma kalmazdı yine. Çalan melodi kapının ardından duyuluyordu.

Geri adım atıp Aroan'a baktım. Biraz hareketlenmişti ama uyanmamıştı. Birkaç kez daha basmanın onu uyandıracağını umuyordum. Ardarda üç kere daha zile bastıktan sonra Aroan uyanmıştı. Sonunda!

Evet ne harika değil mi? Onu uyandırdım MUHTEŞEM! Peki şuanda bana uyku sersemliği ile bakan ve anlam vermeye çalışan Aroan'a ne açıklama yapmayı düşünüyordum?

"Sanırım ocakta bişey unuttun. Ciddileşmeden söndürsen iyi olur."

"Anladım."

Arkamı döndüm ve eve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Ne garip bir andı!Eve ulaştığımda arkamdan kapıyı kapattım ve ayakkabılarımı, montumu çıkarıp yerlerine koydum. Aceleyle odama çıktım ve tül perdenin ardından Aroan'a baktım. Pencereden çıkan dumanlar kesilmişti.Aroan ise balkondaki koltuğun ucuna oturmuş ellerini önünde birleştirmiş ve kafasını eğmişti. Düşünüyor gibiydi sanki. Belkide olanların gerçek mi rüya mı olduğunu anlamaya çalışıyordur kim bilir? Ayağa kalkıp içeriye girdiğinde bende perdenin önünden çekilmiştim. Saati kontrol ettiğimde 10.00'a yaklaştığını fark ettim. Erken olmasına rağmen geceliklerimi giydim. Daha sonra yatağa yatıp yorganı kafama kadar çektim. Düşüncelerim beynimi işgal ediyordu.

'Ona neden yardım ettin?'

Sorusu kafamda dolanıyordu. Nedenini bende bilmiyordum ama eğer ona yardım etmeseydim vicdan azabından uyuyamayacağımı biliyordum.

Günün yorgunluğu baş ağrısıyla kendini göstermeye başladığında beynimi susturmanın tek yolunun uyku olduğunu biliyordum. Yavaş yavaş kapanan gözlerimin bilincimi de kapatmasına izin verdim.

Zorba (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin