Bölüm 25

3.4K 165 44
                                    

Elimde sıkmaktan parçalanmış kağıda tekrar baktım. Yazılar okunmaz hale gelmişti istemeden ama ben hala okuyabiliyordum.

"Senin için bu kadar önemli olan bir insan daha mı? Hiç akıllanmaz mısın sen?"

Emindim ki bu kağıt parçası atomlarıyla beraber toprağa karışsa dahi okuyabilirdim yazıları.

Siz hatırlamaz mıydınız öz babanızın sizi sevdiğinizle tehtit edişini?

Babam ben doğduğumdan beri bana yaranmaya çalışmıştı. Dönemin en pahalı oyuncaklarını almış, bir çocuğun dikkatini çekecek hiçbir şeyi eksik etmemişti.

Varlığı dışında...

Beni sevdiğini ve yanına gelmemi istediğini söyleyen onlarca mektupla birlikte bir çocuğun ilgisini çekecek şeylerle dolu kargoları açmak elbette çok eğlenceliydi. Ama ne yazık ki tanımadığım bir insan için annemi bırakacak kadar aptal bir çocuk değildim.

Ve bir gün ansızın oyuncaklar, aburcuburlar ve üst kalite giysiler kesildi. 9 yaşıma girmiştim ve gelmeyeceğimi anlamış olsa gerek boş yere masraf yapmayı kesmişti. Amacını anlayacak yaşa gelmiştim ve buda onun farkındaydı. Ne onun farklı bir ülkede yaşadığı lüks yaşam ne de hisselerinin artması için başına geçmem gereken şirketi umrumdaydı.

Odamdaki küçük bir kutuda "Eğer şirketin başına geçersen.." ile başlayan onlarca mektubu 2 sene öncesinden göndermeyi bırakmıştı. Duygusuz bir ifade ile isteklerini belirten mektupların yerini tehtit mektupları almıştı.

Onları açmaya bile gerek duymadığımdan şubeye gidip o adamdan kargo almak istemediği belirten birkaç işlem yapmıştım. Artık gönderdiği yazılar bana ulaşmıyordu bile. Telefon numaramı bulduğunda ise sık sık hat değiştiriyordum. Hayatım boyunca bu şekilde yaşayacağımı sandım. Değer verdiğim bütün insanları benden uzaklaştıracak şeyler yapacağını tahmin bile edemezdim. Ya da bugün olduğu gibi onların canıyla tehtit edileceğimi.

Mara aklıma geldiğinde istemeden gözlerim dolmuştu.

"LANET OLSUN! BUNUN BİR DAHA OLMASINA İZİN VEREMEM!"

Olabildiğince hızlı kir şekilde ayaklarımı hareket ettirdim ve Nayiri'nin evine doğru yol aldım.

..4 sene önce Aroan'ın gözünden..

"Hayır önce sen aç."

Mara ile aynı gün olan doğum günlerimizde 13. Yaşımızı kutluyorduk. O benim sahip olduğum tek arkadaştı. Zor zamanlarımda hep yanımda olan ve düştüğümde yardım isteyebileceğim birisiydi. Onu evimizin yakınlarındaki yetimhanede oyun oynarken görmüştüm ve topunu geri atmadığım için kavga etmiştik. Bir kavgadan bu kadar büyük arkadaşlıklar çıkabileceğini hiç düşünmezdim.

"Tamam o zaman aynı anda."

Mara'nın kurduğu cümleyle düşüncelerimden sıyrıldım ve üçten geriye saydım saymayı bitirdiğimde ikimizde vahşi kurtlar gibi hediyelerimizin paketlerini yırtmaya koyulduk.

Hediyeyi tamamen açtığımda bir kar küresi görmüştüm. Elime alıp hayranlıkla incelemeye başladım. Kar küresinin zemininde yan yana oturan bir kız ve birde erkek figürü vardı. Yüzlerine geniş birer gülümseme kondurulmuştu.

Kafamı kaldırıp Mara'ya baktım. O da aynı hayran bakışlarla ona aldığım küçük peluş kediyi inceliyordu.

"Beğendin mi?"

Kafasını kaldırıp hızlıca salladı. Sonra peluş oyuncağa sarıldı.

"Bunu sonsuza kadar saklayacağım! Çok teşekkür ederim Aroan. Daha önce hiç birisinden hediye almamıştım!"

Zorba (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin