Bölüm 26

2.9K 145 73
                                    

...Aroan'ın gözünden...

"hmm?"

"Sabah oldu diyorum Aroan."

"Uyanmak istemiyorum. Hem oda çok soğuk üşüyeceksin geri gell."

Gözümü açacak hali bile kendimde bulamazken çatallanmış sesimle cevap verniştim.

"Ben uyanalı 1 saat oluyor. Annemi işe yollayıp kahvaltı hazırladım ikimize."

Bir yandan konuşurken bir yandan da beni yatağın dışına sürüklemeye çalışıyordu. Midemdeki boşluğu yavaştan hissetmeye başlamıştım saat kaçtı acaba?

Kendimi kamyon çarpmış gibi hissediyordum fakat yine de Nayiri'nin söylenmelerine dayanamayıp yataktan doğruldum. Gözlerimi ovuştururken kendime yeni gelmiştim.

İçim derin bir stres duygusuyla kavruldu. Nayiri'ye her baktığımda bu duygu sanki içimi daha çok kavuruyor, kusma isteği uyandırıyordu. Bizim için kahvaltı hazırladığını söylemişti değil mi? En iyisi kahvaltıdan sonra açıklamaktı. Son kahvaltımızı asık suratla geçirmemek için gülümsedim zorlukla.

"Tamam sen başla istersen yüzümü yıkayıp gelirim."

"Tamamdır."

Nayiri odadan çıktığında banyoya ilerledim yansımamla göz göze geldiğimde kendime acımıştım. Bitap düşmüştüm. Saçlarım birbirine girmiş, yüzümde kendimi tanımamı engelleyecek çaresiz ve acınası bir ifade vardı.

Bu ben olamazdım. Bu kadar çaresiz kalamazdım. Her zaman bir yolunu bulmuştum. Ya şimdi? Şimdi ne olacaktı?

...Aroan'ın babasının gözünden...

"Gir."

Kapının hafifçe tıklatılmasının ardından Aroan'ın yanına gönderdiğim adam içeri girmişti.

"Durum nedir?"

"Görevinizi başarıyla yerine getirdim efendim."

"Güzel. Benim en iyi çalışanımsın Clay. Karşılığını alacağından emin olabilirsin."

Bunu oldukça çok duymuş olduğundan her seferinde yaptığı gibi kafasını hafifçe eğip odadan çıktı. Yıllardır çabaladığım şey sonunda gerçek oluyordu.

Çekmecemin en altında kalan Aroan'ın küçüklük fotoğrafinı elime alıp inceledim.

'Öyle ya da böyle tekrar benim oğlum olacaksın.'

...

... Nayiri'nin gözünden...

"Ne demek istiyorsun?"

"Beni duydun Nayiri."

Evet duymuştum ama bu canımı yakmaktan başka bir işe yaramıyordu. Babası için başka bir ülkeye gideceğini söylüyordu nedenini ise açıklamıyordu. Zorundaydı. Söylediği tek kelime buydu.

"Dün herşey tamamen normalken şimdi böyle davranamazsın! Bir açıklamayı hak ediyorum Aroan!"

"Demek ki hak etmiyormuşsun."

Bir anlığına duraksadım. Söylerken bir an bile tereddüt etmemişti. Söylediklerinin arkasındaymış gibi bakan gözlerine baktım. Geçirdiğimiz bunca zaman hiçbir şey ifade etmiyor muydu? Gözlerine bir kere daha baktım inanamazmış gibi. Birkaç kelime söyleyebilmek için zorlukla dudaklarımı araladım.

"Neden?"

Sesim beklediğimden güçsüz çıkmıştı. Gözlerim doluyordu. Aroan'ın gözlerine baktığımda onun gözlerinin kızardığını gördüm. Onun da mı gözleri doluyordu?

Aniden ayağa kalktı ve salonun kapısına ilerledi. Tam çıkmak üzereyken duraksadı.

"Keşke seni hiç tanımamış olsaydım."

Nefesim ciğerlerime sıkışıp kaldı. Aroan'ın görüş açımdan çıktığını çarpan kapının sesiyle zar zor algılayabilmiştim.

Nefes aldım ve verdim, kalbim atmaya devam etti hayatta kalıyordum...
ama yaşamıyordum.

... Aroan'ın gözünden...

Kapıyı ardımdan kapattım. Gözyaşlarımı tutmanın bir anlamı kalmamıştı. Eve girdim. Annem bütün bavulları hazırlamış, beni bekliyordu. Onu görür görmez sarıldım sıkıca sanki bütün acımı bir sarılmayla hafifletebilirmiş gibi.

Şevkatle saçlarımı okşadı. Ne geçeceğini ne de herşeyin iyi olacağını söylemeye cesaret edebiliyordu.

"Cesur ol oğlum."

Sesi kulaklarımda çınlayan kalp atışlarıma karıştı.

Ne kadar basit kelimelerdi oysa içerdiği anlam dünyalara sığmasa da. Ölümden beter bir işkence gibi canımı yaksa da. Birkaç kelimeydi işte.

Zor da olsa kollarından ayrıldım. Beraber bavulları arabaya yerleştirdik. Arabayı en yakın havalimanına sürerken tek bir kelime bile etmedim. Artık kalbimin attığına bile inanmıyordum.

Kalbimin atma nedenini her saniye geride bırakırken buna nasıl inandırdım ki?

...

Kulaklıklarımı takıp son ses bir müzik açtım. Dinlediğim müzik hiçbir şey ifade etmese de sessizlikten iyiydi. Annem solumda oturuyordu ve sağ tarafımda boştu. Uçak yeni kalkmıştı. Gözlerim kapalı bir şekilde öylece duruyordum.

Yarı uyur bir haldeyken yanımda bir hareketlilik hissettim. Takmadım. Başka bir yolcu olmalıydı. Dudaklarımda hissettiğim baskıyla bir anda gözlerimi açtım tanıdık koku çevremi sararken bir çift el kulaklarımın hemen altında yerini bulmuştu.

Gözlerimi kapatıp göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Sadece birkaç saniye birbirine değen dudaklarımız ayrıldığında aldığım tuzlu tadın sebebi olan göz yaşı hangimize aitti bilemiyordum.

Nayiri'nin kızarmış gözlerine baktım. Bir süre hiçbir şey söyleyemedik. Onu en son 2 saat kadar önce gördüğüme kimse inandıramazdı beni.

"Burada olmaman gerekirdi."

"Ama burdayım Aroan."


...


Bölüm sonuu

Bölüm nasıldı?

En fazla 2 bölüm sonra final oluyor daha sonra kitabı düzenlemeye başlayacağım.

Diğer bölümde görüşmek üzeree

Zorba (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin