Bölüm 21

5.4K 275 89
                                    

'hiç değişmemişsin'

Doğru söylüyordu. Değişmemiştim. Tıpkı onunda değişmediği gibi. Yüzündeki hafif birkaç kırışıklık, uzamış sakalları ve beyazlamış saçları, eskisi gibi gözlerime buz gibi bakan gözlerinin ve her zaman çatık gibi duran kaşlarının aynılığını kapatmaya yetmiyordu.

Küçükken hatırladığım kadarıyla her zaman sinirli ve patlamaya hazır bir volkan gibi duran vücut dili garip bir sakinlik içerisindeydi.

Kendime gelebilmek için bir süre sessizce yüzüne baktım babamın. En son annemle konuştuğum telefonumun yere düştüğünü bile yeni fark ediyordum.

"Yıllar sonra karşındayım ve sen babana tek bir kelime bile etmeyecek misin oğlum?"

Son kelimeyi bastırarak söylemesi midemin stresle kasılmasına neden olmuştu. Yine de bir şey dememiştim. Bütün tranvalarımın sebebi olan bu adama karşı birkaç kelime sıralamak kolay değildi.

Gözümü birkaç saniye kapatıp ürkek bir nefes aldım ve gözlerimi tekrar açıp babamın gözlerine sabitledim.

"Neden burdasın? Ceza evinden nasıl çıktın?"

"Sonuç odaklı ol oğlum. Bu soruların pek bir önemi yok. Şuan karşındayım önemli olan bu."

"Bana oğlum deme!"

Sesimin yüksek çıkmasını önemsemeyerek gözlerinin içine bakmaya devam ettim.

"Küçükken de bana bu cümleyi ne kadar çok tekrarladığını hatırlıyor musun? Sana bir ev verdim, yatacak bir yatak, her gün önüne kadar gelen sıcak yemeğin parasını ben ödüyordum. Çok bencildin. Hala öylesin. Değil mi?"

"Sen iyi bir insan değildin orasıda bir ev değildi."

"Herneyse Nayiri. Buraya eski konular hakkında konuşmaya gelmedim. Ceza evinden çıkmak için bir mafyayla ağır bir anlaşma yaptım. Adımın geçtiği bütün evrakları almam söylendi bende almaya geldim. Fakat anneciğin evrakları çok iyi saklamış önemli olan birkaç evrağı bulamadım. Benim adıma olanların size bir yararı veya zararı yok. Onları almadan burdan ayrılamam."

Karasızlıkla onun yüzüne bir göz gezdirdim. O evrakların ne olduğunu bilmiyordum ve şuan hiç mantıklı düşünebildiğim söylenemezdi.

Bir anda belimi kavrayan elle irkildim ve kafamı hızlıca yanımdaki bedene çevirdim.

"Yardımcı olabilir miyim?"

Yanımda Aroan'ı görmemle kalp atışlarım mümkünmüş gibi daha çok hızlanmıştı. Babama yönelttiği sorudan cevap beklercesine kitlenmiş ona bakıyordu. Birbirimize hiç babalarımız hakkında soru sormamıştık. Belkide ikimizde alacağımız cevaplardan korkuyorduk.

Babam Aroan'ın belimi sıkıca kavrayan eline kısaca bakıp dalga geçer gibi dışarıya kısa bir nefes verdi.

"Annenin seni nasıl hala bu kadar sevdiğini anlayamıyorum."

Yazar notu: Senin annende beni çok severdi. Sen doğmadan 9 ay öncesine kadar.

"Sevginin ne olduğunu asla anlayamayacaksın baba."

Kısa bir süre gözleri alayla kısıldı.

"Fazla vaktim yok Nayiri. Evrakların yerini göster."

İtiraz etmek için dudaklarımı aralamıştım ki sözümü kesen Aroan oldu.

"Size eşlik etmem sıkıntı olur mu?"

Kafamı çevirip Aroan'a baktım.

Babamın duyamayacağı kısıklıkta bir sesle fısıldadı.

"Bana güven. Evraklar sadece kendisi ile ilgiliyse bu size zarar veremez. Bütün evrakları inceleyip vereceğiz."

Bu tür şeylerle arasının iyi olduğunu bildiğimden onaylarcasına başımı salladım. Babamdan gelen sessiz sayılmayacak bir kahkaha dikkatimizi ona yoğunlaştırdı.

"Haha! Tabiki de sıkıntı olmaz."

Sözünü bitirir bitirmez arkasını dönüp eve doğru ilerlemeye başlamıştı. Bizde onun arkasından ilerledik. İçeriye gidip yatak odasına girdik. Annemin her zaman evrakları sakladığı yere ilerledim. Kıyafet dolabını açtım ve en alttaki katlanmış kıyafetleri kenara ittim. Arkasındaki kutuyu dışarı çıkarmak için elimi olabildiğince arkaya uzattım.

Fakat parmak uçlarımda hissedebildiğim tek şey gardrobun sert tahtasıydı. Birkaç saniye hareketsiz durduktan sonra gözlerim dehşetle aralandı. Arkamdan gelen tok bir tetik sesi kanımın donmasına neden olmuş, yapmaya meyilli olduğum bütün hareketleri kısıtlamıştı.

"Ayağa kalk."

Dediğini yapıp. Yavaşca doğruldum. Gözlerimi bana silah doğrultan öz babama çevirdim. Sanki hiç acelesi yokmuş gibi sakince konuşmaya başladı.

"Evraklar elime geçeli 2 saat oluyor. Çok yavaşsın oğlum. Hiç bana benzemiyorsun."

Daha sonra derin bir nefes aldı ve sözlerine devam etti.

"Sana bahsettiğim anlaşma hakkında ufak bir detayı söylemeyi unutmuşum. Yaptığım anlaşmada adımı ve soy adımı taşıyan her şeyi ortadan kaldırmam söylendi."

Beynim püreye dönüşmüş gibi babamın dediklerini dinliyordum. Anlayabildiğim pek söylenemezdi. Tek duyduğum şey öleceğimdi.

"Yazık olacak senide çok severdim."

Alayla dudaklarımı kıvırdım. Yaşımı bile bilmediğine adım kadar emindim. Silahı kafama nişan alan babama son bir bakış attım ve gözlerimi kapatıp teslim oldum.

Kendimi öleceğime o kadar inandırmıştım ki Aroan'ın beni sımsıkı saran kolları bir saniyeliğine canımı yakmıştı.

Bu acı psikolojik olduğu için saniyesinde geçmişti. Ama daha gözlerimi açamadan gelen silah sesi uzun süre canımı yakacak gibiydi...











....

Böyle bir yerde bölümü bitirdikten sonra kapak nasıl olmuş diye sorsam kızmazsınız demi ehe

Telefonum 2 haftadır tamirdeydi o yüzden bölüm biraz geç geldi. Bide internetim 50 mb kaldı onu da bu bölümü yayınlamaya harcıyorum :')

Görüşürüz 😌🔫










Zorba (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin