Tutmayın Beni

217K 4K 1.2K
                                    


Uçaktan indiğimde çıkışa doğru ilerledim. Yabancı misafirlerini karşılamak için gelenlerin ellerinde ki karton yazıları renk cümbüşü oluştururken, birbirlerini uzun zaman görmeyen sevgililerin, eşlerin, akrabaların özlemle kucaklaşmaları, attıkları sevinç çığlıkları çevreye yayılıyordu. O anda annemi eline aldığı kocaman pembe renkli kartonun üzerine, simli gümüş kabartma yazı ile yazdırılmış olan 'KEMAL' yazısını sallayıp, arkasında uzun boyu ile dikilmiş yüzü sinirden kırmızı renge dönmüş babama hararetli hararetli bir şeyler anlattığını gördüm. Benim önümde koca valizleri taşıyan personel durduğundan fark edilmemiştim daha. Annemin amacı neydi Allah aşkına. Onları tanıyamayacağımı falan mı düşünüyordu da kocaman isim levhası yaptırmıştı. Ah be Nezahat Sultan.

Çevredekiler eşlerine dostlarına kavuşmuş. Annemi seyretmeye başlamışlardı bile. Ben bavulları taşıyan adamın arkasına daha bir sinip saklanmışken arkamdan birinin omzuma dokunduğunu hissedip döndüm. Bu uçakta tanıştığım 1.80 boyunda, sarışın gösterişli manken hatundu. Oysa sadece bir içki ısmarlayıp biraz sohbet etmiştim. Ulan tutamamıştım yine kendimi ya neyse. Kesin şimdi bir daha ne zaman görüşeceğimizi sorup telefon numarasını verecekti, derken elime bir kağıt tutuşturup;

''Telefon numaram yazıyor, görüşmek istediğin zaman ara.''

BİNGO, bir insan hiç mi yanılmazdı. Ama ben yanılmam. Elini ellerimin arasına alıp, dudaklarıma götürüyordum ki. Arkadan gelen sesle donup kaldım;

''işte orada Kemaaaal oğluum, minik kuşum buradayıızzzz.''

Annem beni fark etmiş avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamıştı. Tamamen unutturmuştu bu hatun bana annemi ve annemin şeker pembe kartonunu. Arkamı döndüğümde tüm havalimanı bana ve anneme bakıyordu. Sarışın hatun da kahkahasını bastıramamış, elimdeki kağıdı da alıp 'en iyisi boşver' dedi ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Ahh anne yaktın beni. Burada böyle durmaya devam edersem bütün havalimanı bizim kavuşmamızı komedi filmi izlermiş gibi izleyecekti, bu yüzden annemleri fark etmemiş gibi yapıp başımı öne eğerek çıkış kapısına yöneldim. Fakat annem pes etmeyerek arkamdan;

''Oğlum dur bekle bizi anneeeemmm.'' Diye sesleniyordu.

Dışarı çıktığımda bizi bekleyen babamın özel şoförlüğünü ve korumalığını yapan Mehmet'i gördüm.

''Araba burada Kemal Bey''. Diyerek siyah Mercedesin ön kapısını açtı, içeri geçip oturdum, camdan annemin asık yüzüyle, babamın elindeki pembe kartonu katlayıp, dışarıdaki çöp konteynırına atışını izlediğini gördüm. Dayanamadım çıktım bende dışarıya. Yanlarına gittiğimde annem gülümseyip ''oğlum'' diye atıldı boynuma. Bende ona sıkı sıkı sarıldım. Babamda koca kollarıyla bize sarılıp 'asma artık Nezahat yüzünü kavuştun işte oğluna' dedi. Annem başını sallayıp gözünden akan iki damla sevinç gözyaşını, çantasından çıkardığı mendile sildi. Arabaya doğru yürüyorduk ki annemin başını çevirip çöp konteynırına baktığını gördüm. Offf yapma anne işte bunu bana. Ben ve şu yufka yüreğim...

Onun bu haline dayanamayıp büyük adımlarla geri dönüp çöp konteynırından babamın katlayıp attığı pembe kartonu, kollarımı sıvayarak aldım. Annem şimdi gerçek anlamda gülümsüyordu işte. Onun o güzel yüzü gülümsesin de isterse yanıp sönen kocaman bir levha ile karşılasın beni sorun değil. Yanına gittiğimde küçük bir çocukmuşum gibi çantasından çıkardığı ıslak mendille ellerimi sildi. O andan gülmemek için kendini sıktığı her halinden belli olan korumanın ağzından öksürük sesiyle birlikte ufak bir kahkaha kaçtı. Ben gözlerimi devirirken babam;

SANA DOĞRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin