45. Bölüm / Şirket

2.5K 156 24
                                    

Instagram: kimbuyazarciniz
Keyifli okumalar diliyorum

28 Ocak

Elimi yüzümü güzelce yıkamış, sonrasında kanlı kıyafetlerden kurtulmuştum. Ayazda sesini çıkarmadan yanımda durmuş bana yardımcı oluyordu.

Depodan çıktığımızda kar yağışı tekrardan başlamıştı. Yağan lapa karı önceden görmüş olsam büyük bir sevinç halinde olucağımı bilsemde, hayatım artık buna izin vermiyordu.

Aynı sessizlikle arabaya binip depodan ayrıldık. Arabada oluşan sessizliği ise Ayaz bozdu.

"Seni eve götürmemi ister misin?" Söylemiş olduğu cümle ile derince yutkundum. O evden en son çıkışım tekrar aklıma doldu. Hayatımı daha da boka sarışına sebep olduğum haraketlerim.

"Ayaz ben ayrılmak istiyorum."
"Seni sevmiyorum, hiç bir zamanda sevmedim."
"Sevmediğim bir insandan ayrılmak zor olmuyor açıkçası."

O günkü cümlelerim adeta beynimde çınlamaya başlamışken uzun süre cevap vermediğim için Ayaz tekrar konuştu.

"Bade duyuyor musun beni?" Diye sordu. Hafifçe yerimden sıçradım. Başımı sallayıp "Duyuyorum." Dedim.

"Gerek yok hastanede kalırım." Dedim.

Nefesini seslice verip. "Bade hastane köşelerinde eziyet çekmenin anlamı yok, şuan da zaten Ömerin durumunda hiçbir gelişme yok. Olursa da haberin olur ve hemen gidersin hastaneye. Boşu boşuna oralarda sürünme." Dedi.

Cümlesine karşı daha fazla itiraz etmek istemediğim için. "Tamam." Dedim. En azından biraz eski anları düşünerek kafamı dağıtmış olurdum. Aslında eski anıları hatırlamak beni daha da kötü yapardı, biliyordum. Fakat ginede şu anda bulunduğum şeyleri unutmak daha iyi gelebilirdi.

Araba kapısı bahçeye girdiği sırada gözlerimde şimdiden anılar dolmaya başlamıştı. Bu kapıdan son hızla gidişim ve bir daha dönmemeye karar verişim. O gün bu kapıdan çıkarken o kadar emindim ki birdaha buraya girmeyeceğime, hayat işte her yerden şaşırtıyordu.

Evin giriş kapısına yaklaşınca araba durdu. Ayazın kemerini çözmesi ile birlikte bende çözüp arabadan indim. Bakışlarım dış kapıya doğru döndü. O gün ben giderken Ayazın çökmüş bir halde beni burada izlemiş olduğu görüntü gözlerimin önüne geldi.

Derince nefes alıp gözlerimi açıp kapattım.

Ayaz kapıya doğru ilerlerken bende peşinden gidip içeri girdim. Sanki gitmemin ardından 4 buçuk ay geçmemiş gibi, herşey aynı düzenindeydi. Ve garip kısmı, asla yabancılamamıştım. Hâlâ içeri girdiğimde içime yuva adını verdiğim hisle doluyordu bu ev.

"İlk başta yemek yiyelim, ondan sonrasında ne yapmak istiyorsan yaparsın." Dedi. Bu adamın şirkete gitmesi gerekmiyor muydu?

"Sen şirkete gidebilirsin istersen. Ben tek dururum."

Başını olumsuz anlamda sallayarak. "Gidersem akşama doğru giderim. Şimdi gitmek istemiyorum."

Sen bilirsin anlamında başımı salladım.

Sessiz kalışıma karşı elini belime götürüp beni ilerletmeye başladı. Bende ona ayak uydurup adımlarımı ilerletmeye başladım.

Salonda bulunan yemek masası özenle hazırlanmıştı. Ayaz benim sandalyemi çekmesiyle kafamı sağol anlamında sallayıp oturdum. Sonrasında Ayazda bir yanımda olan sandalyeyi çekip kendisi oturdu.

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin