Hikayemiz 150 Bine doğru gitmekte, hepinize ne kadar teşekkür etsem az, iyiki varsınız.
Instagram: kimbuyazarciniz
Keyifli okumalar diliyorum1 Şubat 2022
Ömer gözlerini açmıştı. Günlerdir tek duam olan şey kabul olmuştu. Camdan doğru Ömerin yarı açık gözleriyle etrafı seyredişlerini izledim. Doktorlar hala birkaç muayene yapıyorlardı. Onlar çıktıktan sonra içeri girebilirmişiz.
Gözlerim mutluluktan dolu dolu olmuştu. "Allahım çok şükür." Diye mırıldandım. "Bize o acıyı vermedin."
Ayaz kolunu bana atarak bedenime sardı. Onun desteği sayesinde belkide ayakta durabilmiştim. O iyiki vardı.
Kısa sürede hastane koridoru dolmuştu. Bu sefer herkes sevinçle bekliyordu bu koridorda. Su, Berke, Ateş, Sevda, Anne ve babam.
Onlarda birlikte gelmişlerdi. Ne konuşmuşlardı neyde karar vermişlerdi bilmiyordum ama ikisi el ele girmişlerdi hastaneye.
Odaya şuan için sadece Su alınmıştı. Bu kadar kalabalığın hastayı yorabileceğini söylemişti doktor. Bu yüzden zaman aralıkları ile birkaç kişinin girmesi daha uygun olurmuş.
Bakışlarını cama doğru çeviren Ömerle kesişti gözlerimiz. Gözümden mutlulukla damlayan yaşları hırsla silip el salladım yavaşça. Oda kolunu kaldırabildiği kadarıyla el sallamıştı.
Telaşe esnasında zaman su gibi akıp geçmişti. Uykusuz bir gece geçirmiştik ama bundan şikayetçi değildim. Alışmıştım bazı geceler hiç uyumamaya.
En sonunda Ömerin odasına girmem için sıra gelmişti. İçim kıpır kıpırdı. Odaya girdiğimde Ömerin kapalı olan gözleri açıldı, gülümseyerek ona baktım.
Birkaç adımda yanına ulaşıp yan tarafında bulunan sandalyeye geçip oturdum.
Mizahi bir tonda "Bizi çok beklettin aptal. Günlerdir uyanmanı bekliyoruz şu iç karartıcı koridorlarda." Dedim.
Ömer hafifçe güldü. "Biliyorum, duydum."
Ne demek duydun?
"Nasıl yani?" Diye sordum.
"Gözlerim kapalıydı, bilincimde kapalıydı. Ama dışarıdaki bazı sesleri duydum, hatırlıyorum." Vay amına koyim, bilseydim o kadar başını şişirtecek kadar konuşmazdım.
"Ay ben çok konuşmuştum. Başını şişirmiş olabilirim, kusura bakma."
Acıyla güldü. "Dayı mı olacaktım ben?" diyerek, pat diye konuştu.
Bu konunun açılmasıyla yüzümdeki tebessüm soldu. Gözlerimi kısa bir süre Ömerden kaçırdım. Boğazımda koca bir düğüm oluştuğunu hissetim. Bebeğimi kaybedeli bir buçuk hafta olmuştu ama hala içimde gibiydi sanki. Çok kısa sürmüştü karnımdaki varlığı evet ama, çok hızlı alışmıştım ben ona.
Acıyla yutkundum, bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştum. "Tutunamadı be Ömer. Küçücük birşeydi zaten, dayanamadı benim bu haraketli hayatıma." Sol gözümden düşen yaşı elimle sildim.
Konuyu dağıtsam iyi olacaktı. Gülümseyerek "Olsun ama, Haltey olacağım ben." Dedim.
Hem Ömerin kardeşiydim hemde Su'nun. Bu yüzden ne hala olacaktım ne de teyze. Ben haltey olacaktım.
Ömer kullanmış olduğum cümleyle güldü. "Nerden aklına geliyor böyle şeyler bilmem ki." Dedi dalga geçercesine.
İnsan kardeşine öyle der mi? Çok ayıp..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN
Dla nastolatkówBade Sancak. Daha 23 yaşında bir genç kadın ve hayatında aldığı en yanlış karar, aşık olmak.. Yanlış kararlar almıştı, bir adamı hayatına sokarak, hayatını baştan aşağı değiştirmişti bir adam için. Peki ya ihanet? En yalnız ve berbat zamanında ha...