44. Bölüm / Câni

2.6K 159 31
                                    

Sizce 50. Bölümlerin ortasında final nasıl olur? Herşeyi tadında bırakmak isterim, ve daha fazla uzatmanın bir anlamı yok gibi, 10 bölüm daha gayet yeterli gibi sanki. Siz ne düşünüyorsunuz

Instagram: kimbuyazarciniz
Keyifli okumalar diliyorum

Sırtımı koltuğa yaslayarak rahat bir pozisyon aldım. Dişlerimi kemirerek yapmış olduğum hareketin sonuçlarını  düşündüm. Fazla düşünmeme vakit olmadan da bilgisayara bir bildirim gelmişti. Hızlı bir şekilde sekmeye geri girerek gelen mesaja tıkladım. 

Merhaba Bade, bende bu mesajını bekliyordum. 2 saat sonra iskelede buluşalım, baş başa konuşursak daha memnun kalırım.

Oraya gitmem bir kişinin ölmesi demek olacaktı. Fakat o kişi Remzi mi olacaktı yoksa ben mi, orayı tam kestiremiyordum. 

Mesaj kendime gelinceye kadar görüldü kaldı, kafamı biraz yerine getirebildiğimde de mesaja yanıt vermek için parmaklarımı oynattım.

'Tamam'

Yolladığım mesaj sonrası sekmelerden çıktım, ayaklandığım sırada bacaklarımda hissetmiş olduğum ufak bir his kaybı yüzünden yalpalasam da fazla uzun sürmeden düzelmiştim. 

Masayı eski düzenine sokarak hiç ellenmemiş bir hale geri getirdim. Sonrasında odadan çıkarak kendimi eskiden Ömerin benim için hazırladığı odaya attım.

Bir banyo yapıp gitsem daha iyi olabilirdi.

Arabayı yavaşlatarak ilk başta gözlerimle etrafa baktım. Fazla insan bulunmayan, büyük gemilerin olduğu bir mekandı. Arabayı tamamıyla durdurup köşede biryere park ettim. Arabanın kaputunda bulunan silahımı her duruma karşı arka belime koydum.

Sonrasında arabadan indim. Kar yağışı tekrar etkisini göstermeye başlamıştı, hatta bazı yerler hafif hafif beyazlamaya bile başlamıştı. Soğuk hava içimi kavururken montuma daha çok sarıldım.

Gözlerimle etrafı incelediğim sırada karşı taraftan gelen bir araba farkettim. Araba fenerleri gözlerimi acıtırken, gözüm hafifçe kısıldı. Dik olan duruşumu mümkünmüşçesine biraz daha dikleştirerek ciddi bir ifade takındım.

Araba durdu, içerisinden fotoğraflarda görmüş olduğum Remzi Doğanlı indi.

Yüzündeki alaylı ifade yüzünden bile onu şuan da burada bir kaşık suda boğabilirdim.

Birkaç büyük adımda yanıma geldi, bense kalçamı hafifçe arabanın kaputuna doğru yaslamış, ondan gelecek ilk darbeyi bekliyordum.

"Gelmişsin." Dedi, iğrenç tonlu sesiyle. Başımı salladım. "Evet, ama sana sormam gereken bir hesabım olduğu için buradayım."

Kaşları alayla çatıldı, sonrasında uzun zamandır sigara içmesinin sebebiyet verdiği bozuk tonlu sesiyle iğrenç bir kahkaha attı.

Eliyle pardon der gibi yaparak "Pardon pardon, sen bana hesap soracaksın ha?" Dedi.

Arabaya yaslanmayı bırakarak hafif bir adım attım. Başımı dik bir şekilde tutarak "Evet." Dedim. "Hem bebeğimin katili olmanın hemde kardeşimin hayatını neredeyse bitirecek olmanın hesabını soracağım sana."

"Katillik demişken, o zaman bende size evimin önüne kadar yollamış olduğunuz kardeşimin leşinin hesabını sorayım ha?" Dedi. Oda hafif bir adım atmıştı bana doğru. Ne geri adım attım ne de gözlerimi kaçırdım.

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin