25. Bölüm / Ölüm

3.6K 175 63
                                    

Keyifli okumalar diliyorum

Hastane koridorlarını Su'nun çığlıkları doldururken ben herkesin aksine bağırıp çağırmayıp bir köşeye geçmiş bacaklarımı kendime çekerek kulaklarımı sanki olayları duymuyormuşçasına kapatmış, içimdeki tarif edilemeyecek acıyı dindirmeye çalışıyordum

Doktorun kalbi atmıyor demesi ardından 10 dakika geçmişti

Bağırıp herkese öfkelenmem gerekirken ben hayatımdan gelip geçmiş, beni hiç sevmeyip kullanmış ama benim deliler gibi sevdiğim kadın için anlatılmaz bir acı yaşıyordum.

Ölmemeliydi Bade

Beni tekrardan hayata canlandıran birisi ölmemeliydi

Hayatımda ilk defa her zaman 'korkakların sözüdür' dediğim cümleyi kullandım

"Allahım nolursun al canımı" ve çok uzun bir zaman sonra gözümden bir damla yaş aktı

Emre koşturarak yanımıza geldiğinde şaşkınca etrafa bakıyordu. Hiçbir doktora güvenip inanmıyordum, ayağa kalkıp Emrenin yanına gittim "Sen bak, yalan söylüyorlar" diye sessizce konuştum.

Artık nasıl bir halde görünüyorsam halimden korkmuş olan Emre başını salladı hızla

Ameliyathanenin kapısı açıldığında içinden çıkan sedyede benim dokunmaya kıyamadığın güzeller güzeli sevdiğim kadın yatıyordu

Üstüne örtülen beyaz çarşafla her tarafı örtülüyken ona ilk defa beyaz rengin yakışmadığını fark ettim. Meleklere benzediği o renk ona hiç yakışmamıştı

Emre sedyeye doğru giderken "Ben de bakacağım odaya alın" diye bağırdı. Doktor şaşkınca ona bakarken "Bu ne demek oluyor" diye konuştu

"Hiçbirinizin doktorluğuna güvenmiyorum demek ben bakacağım nabzına"

Zor olsada ikna edilen doktorla sedye yan taraftaki odaya alınmıştı. Emre içeri girdiğinde bende ne kadar girmek için zorlasam da beni almamışlardı

Bir kaç dakika sonunda çıkan Emrenin bakışları hissizce çıkmıştı. Son kalan umut parçam da darmaduman olurken bağrışım tüm hastane koridorlarını inletti

"ALLAH BENİM BELAMI VERSİN ALLAH BENİ KAHRETSİN" Gözümden akan yaşlar hiç alışık olduğum şeyler değilken öfke ve üzüntümü etrafa bağırıp çağırarak dindirmeye çalışıyordum.

Kalbimin canlı canlı söküp çıkarıldığını hissediyordum. Ruhumun da Badeyle birlikte gidip sadece bedenimi bıraktığını hissediyordum.

Ağlamaktan ve bağırmaktan yorgun düşüp astımı da tutan Su en sonunda gözlerimin önünde bayılmıştı. Şuanda kardeşim dediğim insana bile destek verecek halim yoktu

Ömer onu kucağına alıp götürürken bakışlarım bu sefer yere çökmüş hıçkırarak ağlayan Berkeye kaydı. Onu gördüğümde kan daha da beynime sıçrarken onun yanına gidip yakalarından tuttum.

Sertçe bir yumruk geçirdiğimde "ULAN ÇAĞIRMASAYDIN VURULMAYACAKTI" Diye bağırdım. O anda oradan geçen sinekleri bile suçlayıp öfkemi kusabilirdim

Zaten yıkılmak üzere olan bedeni benim vurmamla yere düşmüştü, üzerine çıkarak yumruklarımı indirmeye devam ettim. Berke beni ne engelliyor ne de vurma diyordu

Ağzı yüzü gözükmeyecek bir hal alırken iki kolumun tutulmasıyla vuruşlarım durmuştu. Ateş ve Emre sıkıca kollarımı çekip onun üstünden alırken Sevda da Berkeyi yerden alıyordu

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin