Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝗚𝗘𝗧𝗢 𝗔𝗜𝗟𝗘𝗦𝗜....
dört kişiden oluşuyordu: Geto Suguru ve Geto Shinoa, anneleri Pyua ve babaları Daiji.
Geto ailesini özel yapan şey, oğullarının bir lanet manipülatörü - daha doğrusu bir iblis kovucu olmasıydı.
Gerçekte, herkes şeytan olarak adlandırdıkları bu lanetleri görebilirdi.
Nüfusun çoğunluğu nasıl ve ne zaman ortaya çıkmaya başladıkları bilinmese de, tek bildikleri, onları korumak için güçlerle kutsanmış bazı insanların olduğuydu.
Normal insanların taptığı en ünlü üç klan Gojo klanı, Zenin klanı ve Kamo klanıdır.Elbette Inumaki klanı ve Geto Suguru, Nanami Kento, Haibara Yu ve daha fazlası gibi belirli kişiler gibi başkaları da var.
Yine de, halk tarafından hepsine çok değer verilir, bu da bu klanların temelde çogunluğun en güvenilir astlarının yanında yan yana oturmasına neden olur.
Ve elbette, bir teknikle kutsanmamış başkaları da vardı. Örneğin, doğumundan beri ne yazık ki körlüğe mahkum olan Geto Shinoa. Ebeveynleri bunu asla sesli olarak dile getirmeseler de; hepsi Shinoa'nın Suguru'ya kıyasla daha fazla yük olduğunu biliyorlardı.
Yine de sorun değildi, çünkü statülerini güvence altına almak için Suguru'ları olduğu sürece, başka hiçbir şeyin önemi yoktu.
"Hanami sence bugün nereye gidelim?" Shinoa, Hanami'nin (yıllar önce biriktirdiği bir lanet) taşıdığı her zamanki erzak sepetini hazırlarken sorguladı.
"Belki de köyün doğusu. Dün batıya zaten çiçek dikmiştik" diye başladı Hanami, sağ kolunu Shinoa'ya tutunması için uzatırken.
"Haklısın! Acele edelim ki akşam yemeğine dönebilelim. Hizmetçilerden Suguru'nun bugün döneceğini duydum ve onu karşılamaya zamanında geldiğimden emin olmak istiyorum."
Shinoa gülümsedi. Hanami cevap vermedi, çünkü kızı arka kapıdan dışarı çıkardı, böylece insanlar ikisi hakkında dedikodu yapamazlardı, zaten yapmış olsalar bile.
Suguru'nun köylüleri güvende tutmasaydı köylülerin Hanami'ye saldıracaklarından emindi ve Shinoa bir laneti barındırdığı ve onunla arkadaş olduğu için utandırdı.
"Hanami, bugün bana hava durumunu tarif eder misin?" Shinoa sordu, on dokuz yaşında her şey hakkında açıklamalar duymayı seviyor.
"Güneşli ve hafif. Kabarık görünen bazı bulutlar var, esinti nazik ve haşhaş dikmek için mükemmel" diye yanıtladı Hanami.
"Haşhaşlar yine ne renk?"
"Kırmızı"
Shinoa renkleri biliyordu, ama neye benzediğini anlamış gibi değildi.
