Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Shinoa, sukuna'nın yakasını sıkarken,
sendeleyen nefesi ve hızlanan kalp atışı, Sukuna'yı huzursuzluğu konusunda uyardı.
"Uraumne, bana yepyeni bir kimono ya da bu kadınlar ne giyiyorsa onu getir" diye emretti Sukuna, Uraume'nin başını salladığı , Shinoa'yı Sukuna'nın daha önce eve taşıdığı kadın olduğunu fark etti.
Bir zamanlar Uraume, lanetlerin kralına bir ko-uchigi sunmuştu; jūnihitoe'nin en dış katmanı onu Shinoa'nın vücudunun üzerine örtmüştü.
Sukuna hiçbir yanıt alamadığı için, "Boş odayı kullanabilirsin ve Uraume de tıpkı senin gibi bir insan. Bir şeye ihtiyacın olursa, senin ihtiyaçlarını karşılarlar" dedi.
Sukuna iç çekerek, bambu fener standıyla loş bir şekilde aydınlatılan odanın arka tarafındaki hasırın üzerine oturdu.
Sukuna hareketsiz kadına bakarak "Bu ev köyünden oldukça uzakta, bu yüzden artık huzur içinde uyuyabilirsin" diye ekledi.
Sukuna kadının parmaklarının seğirdiğini hissettiğinde "Konuşacak mısın artık?" diye kaba bir şekilde sordu.
Shinoa'nın bir kısmı Sukuna'nın kendisiyle kalmasını istiyordu ama diğer kısmı da son birkaç saatte olanları işlemeye devam ettiği için çaresizce yok olup gidiyordu.
Shinoa cansız bir şekilde "Beni öldürecek misin?" diye mırıldandı.
"Neden? Seni o bok çukurundan kurtardıktan sonra ölmeyi düşünmüyorsun, değil mi?" diye sordu sukuna.
"Hayır, elbette hayır...Yaşamak istiyorum ama bu tam olarak size bağlı değil, değil mi?"
"Elbette hayır, ama bu beklenen bir şey, değil mi? İnsanın taptığı tanrı, onların geleceklerini, ölümlerini çoktan planlamıştır. Ve ben de senin tanrın olduğum için..."
Shinoa robotik bir şekilde onaylayarak başını sallarken sukuna "Kesinlikle, ben istemediğim sürece ölmene izin verilmiyorum" dedi.
Sonraki hafta boyunca -shinoa tam olarak emin değildi, çünkü sadece hareketleri yaşıyordu. Kadın odasında topallayarak odadan çıkmıştı.
Uraume, Shinoa'ya her gün kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği getiriyor, ona küvete kadar rehberlik ediyor ve ihtiyacı olan her konuda yardımcı oluyordu; tıpkı Sukuna'nın söylediği gibi.
Keşiş benzeri insan bir kez daha Shinoa'nın kahvaltısı getiriyordu: basit bir kase pirinç, salamura sebzeler ve bir kase miso çorba.
Uraume yemek ve tabaklarla dolu tepsiyi Shinoa'nın önüne bırakırken Shinoa her gün yaptığı gibi başını takdirle eğmişti.
