Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝗦𝗛𝗜𝗡𝗢𝗔 𝗧𝗔𝗠𝗔𝗠𝗘𝗡...
aptal. İçgüdüleri - ya da bazılarının dediği gibi, kadının sezgisi - ona çok yardımcı oldu.
"Neden bana yardım ettin ve beni içeri aldın?" diye sordu Sukuna aniden, Shinoa'nın adımlarını durdurmasına ve elini gevşekçe bırakmasına neden oldu.
"Dürüst olmak gerekirse... ben sırf ben istiyorum diye herkesi kurtaracak türden bir insan değilim. Bunun için yeterince cesur değilim... aslında, lanetli ruhlardan ölümüne korkardım" Shinoa utanç verici bir şekilde itiraf etti.
"Ama Suguru bir keresinde bana lanetli ruhların insanların olumsuz duygularından kaynaklandığını söylemişti. Ve bence teknik olarak onların var olması bizim suçumuz ve onların sadece bizim gibi yaşamaya çalışıyorlar. Bu yüzden zihniyetimi genişletmeye ve kendimi bir lanetin yerine koymaya çalışıyorum. Ölümün eşiğinde olsaydım, birinin kurtarmasını ister miydim, değil mi? ister lanet olsun, ister insan"
Shinoa açıklamasını bitirdiğinde, Lanetler Kralı'ndan haber almayı endişeyle bekledi.
"Bu aptalca" dedi Sukuna, Shinoa'nın beceriksizce kuru bir kahkaha atmasına rağmen, açıkça belirtti.
"Sanırım..." diye mırıldandı siyah saçlı kadın.
Sukuna "Bütün lanetlerin bir insanın olumsuz duygularından doğmadığının farkındasın, değil mi?" diye alay etti.
"Peki o zaman neden oturup bunu daha sakin bir şekilde konuşmuyoruz? Hatta tavşan şekline bile dönebilirsin ve-"
Shinoa içte içe ölürken, Sukuna kaşlarını çatarak "Bana ne yapacağımı emretmeye mi çalışıyorsun" diye sordu.
' öyle demek istemedim, huh '
"P-peki... sadece bazı şeyler hakkında biraz endişeleniyorum, ya da daha doğrusu aşina olmadığım insanlar ve lanetler..."
"Birkaç gün önce beni tanımıyordun ama yine de ellerimi ve burnumu öptün. Bunun mantığı ne?" diye alay etti Sukuna, şimdi mucizevi bir şekilde kadının solgun yüzünü kaplayan açık allık renginin tadını çıkarıyordu.
"S-sen bir tavşandın!!! Tavşanlar korkutucu değil" diye mantık yürüttü Shinoa.
"Yani çevrende dolaşan o çiçek laneti öyle değil mi?"
"Hanami farklı... o yıllardır benimle, artı onun ana hatlarını biliyorum ve bana asla zarar vermeyeceğinden eminim"
Sukuna tek kaşını kaldırdı.
"Ana hatları?"
"Evet bildiğim gibi iki kolu ve gözlerinden çıkan iki dalı var. Sol omzunda bir bezle örttüğü büyük bir çiçek var"
