#11#

22 5 0
                                    

Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra güçsüz kollarımı yavaşça kaldırarak Jungkook'u kendimden uzaklaştırdım.

Nora: Yapma...

Gözlerini dudaklarımdan ayırmadan fısıldar gibi konuşmaya devam etti.

Jungkook: Neden?

Nora : Chunga'yı seviyorken bana böyle yaklaşmanı istemiyorum...

Chunga dediğim gibi Jungkook bakışlarını gözlerime kenetleyerek öylece bana baktı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve geri çekildi.

Jungkook : Doğru Chunga...

Kafamı ondan başka yöne çevirerek heyecanla karışık olan duygularımı bastırmaya çalışıyordum. Çocukluğumdan beri sevdiğim adamdan sonunda bir adım da olsa yaklaşım almıştım ancak yapamazdım... Sevdiği başka biri varken bana böyle gelmesini istemiyordum.

Jungkook ellerimi tutarak ona bakmamı sağladı.

Jungkook : Çok bencilce olacak biliyorum ama... Seni istiyorum. Nora... Evet Chunga'yı seviyorum. Daha doğrusu seviyordum. Kore'ye gelip seni tekrar görene kadar içimde bastırdığım duyguların farkına ancak varabiliyorum... Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum.

Kızardığımı hissedebiliyordum. Yüzünün her noktasını inceleyip dokunmak istediğim bu adama karşı koyamıyordum. Ama ben de onun gibi ne yapmam gerek bilmiyordum...

Nora: Ne olursa olsun o senin sevgilin....

Jungkook boynunu eğerek derin bir nefes aldı.

Jungkook : Bunları sonra konuşalım. Hadi çıkaralım seni buradan.

Sessizce kafamı sallayarak onayladım. Ardından Jungkook ayağa kalkarak çıkış işlemlerini yaptırmak için odadan ayrıldı.
Ayrıldığı gibi Mark odaya girerek yanıma oturdu.

Mark: Ne oldu?

Nora: Sanırım haklısın....

Mark: Ben hep haklıyım orası bir gerçekte... Hangi konuda?

Nora: Sanırım oda çocukluğundan beri boş değilmiş... Ama bilmiyorum Mark... Hem o kız hem ben... Nasıl olabilir bu? Chunga ya nasıl yaparım bunu...

Mark: Hmm.. Ama şöyle düşün.... İlk aşklar unutulmaz değil mi? Jungkook 'ta hayatına kimi alırsa alsın senden vazgeçemiyordur belki. Ya da ayran gönüllü bir playboy'dur bilemeyiz tabi.....

Dedi ve ardından gülümsemeye başladı. Bende sinirle koluna vurduğum da konuşmasına devam etti.

Mark : Ayrıca sana o kıza çok güvenme demiştim hala bunun arkasındayım. Zaman her şeyi gösterecek merak etme... Bende hep senin yanında olacağım....

Nora: Teşekkür ederim ancak... Sen ne biliyorsun da bu kıza güvenme diyip duruyorsun?

Mark gözlerini kaçırarak elini ensesine götürdü. Böyle yapması kesin bir şeyler saklıyor olduğu anlamına geliyordu.

Nora: Dökül bakalım...

Mark: Kızmayacaksın ama?

Kafamı eğerek ona baktım.

Nora: Ne yaptın?

Mark: Ben bir şey yapmadım be! O bana numarasını verdi.

Nora: NE!

Mark en son söylemesi gereken şeyi en başta söylediği için ağzına vurup duruyordu.

Mark: Lanet olsun...

Nora: Ne zaman oldu bu?

Mark: Kafe de kahve içtiğimiz gün...

Nora: Ve sen bana bunu söylemedin mi?

LoVeBeAt (TAMAMLANDI❗) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin