12

265 37 10
                                    

Sehun'la küs yaşamak gerçekten düşündüğümden daha zordu. Aynı evde yaşadığımızı geçiyordum, artık arkadaşlarımız da ortak olduğu için her şey çok komik bir hal alıyordu. Sehun küs kalma olayına alışmaya çalışıyordu ve bence gayet başarılıydı. Evin içinde nadir konuşuyordum onunla, o ise hiç susmadan bir şeyler anlatıyordu ve benim cevap vermemi bekliyordu. Sesimi duymak istiyordu, işten yorgun geldiğinde yapmayı en çok sevdiği şey benimle yemek yerken karşılıklı günlerimizi paylaşmaktı fakat Sehun bunu çoktan elimizden almıştı, barışıkken bile sadece birkaç defa tadını çıkarabilmişti bunun. Evimiz sessizdi, uykularımız kaçıktı, özellikle Sehun nerdeyse hiç uyumuyordu. Gece sessizce kalkıp balkona çıkıyordu ve sabahı orda öylece oturarak geçirdikten sonra işe gidiyordu. Bitik bir haldeydik ama herkes hatalarının farkında olduğu için daha fazla ileri gitmiyorduk, biraz zamana bırakmıştık sanırım.

Karşısında benden o gün değiştirmemi istediği pantolonumla otururken bilmem kaçıncı bardağımı içiyordum. Sehun ise sessiz ve sakindi, gerçekten bu ilişkide uçurumun kenarında yürüdüğünün farkına varmıştı. Ağzını yanlış bir şeye açtığında her şeyimizi uçurumdan yuvarlayacağının bilincindeydi. Bazen eski bilinci yerine gelmiş gibi hissediyordum, onu öpme isteğimi böyle zamanlar da bastırmak çok zor oluyordu.

''Gerçekten ayrıldınız mı?'' diye sordu Baekhyun. Dibimde oturuyordu ve kulağıma konuştuğunu sansa da sarhoşluğunun etkisiyle bağırarak konuşuyordu. Benim kafamın da ondan bir farkı olmadığı için ben de ona aynı ses tonunda cevap veriyordum. Başımı sallayarak ona onay verdiğimde yüzündeki sırıtış genişledi. Baekhyun tanıdığım en gıcık insandı ama bana bir gıcıklığı yoktu, sanırım bu beni sevdiği içindi fakat diğerlerini sinir etmekte üstüne yoktu. Derin bir nefes alıp sırıtarak arkasına yaslandı ''Jongin boşa çıkmış.'' dedi imalı bir şekilde. Baekhyun bir de Jongdae'yi seviyordu, ikisi çok yakın arkadaşlardı ve geriye kalanlarla bir yakınlığı olmadığını sezebiliyordum. Başka arkadaş ortamları vardı Baekhyun'un, burda bulunma sebebi ise Chanyeol'dü. Bu tarz mekanları sevmediğini söylüyordu, daha gürültülü yerleri istiyordu ama Chanyeol buradaydı ve o Chanyeol'ü görmek istiyordu.

''Beni kışkırtma.'' dedi Sehun ona gözlerini devirerek.

''Sadece bilgi verdim. Kışkırmaya yer arama sen de.'' dedi Baekhyun.

Sehun ona gözlerinin devirdi. Birkaç dakika daha Chanyeol ile konuştu, ardından bıkkınca bana döndü: ''Geç oldu, artık kalkabilir miyiz?'' diye sordu. ''Yarın erken uyanmam gerek.''

''Sen gidebilirsin, birlikte gitmek zorunda değiliz.'' dedim. Sehun'un yüzü düştü, ''Biz Baekhyun'la başka bir mekana geçeceğiz.'' dediğimdeyse yüzü şaşkın bir ifade aldı. Ağzını bir şey demek için araladı fakat ben başımı yapmaması için salladığımda geri kapandı ağzı.

''Hesabı ödersiniz.'' dedi Baekhyun beni kolumdan tutup kaldırarak. Son defa gözleri Chanyeol'de dolandıktan sonra umursamaz bir tavırla Sehun'a el salladı. Sehun ayağa kalkıp diğer kolumu tuttuğunda dondum. Başa döner gibi hissettim fakat yaptığını yanlış yorumladığımı anladığında kolumu bıraktı ve ''Bir saniye konuşabilir miyiz?'' diye sordu.

Başımı salladım ve Baekhyun'a beklemesi için işaret yaptım. Sehun'la çıkışa, daha sessiz bir alana ilerledik. Duvar kenarında durduğunda ben de onun biraz gerisinde durdum ve birbirimize döndük. Derin bir nefes verdi. ''Jongin ben gitmeni istemiyorum. Sadece bana inat olsun diye istemediğin yerlere bu saatte gitmeni istemiyorum ve bunu sana söylerken nasıl bir korku duyduğumu da tahmin edemezsin.''

''Sana inat olsun diye yaptığım bir şey yok Sehun. Sadece gitmek istiyorum, uykum yok ve sabah da erken kalkmam gerekmiyor, istediğim yere gidebilirim.''

seni beklerim öptüğüm yerde | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin