giriyorum

629 46 11
                                    

merba🤭

prob iliskili sekai getirdim size 🤭💖

eksiklerim ve hatalarim illa vardir simdiden ozur dilerimm<3

iyi okumalar

_

Eli az önce tokat attığım yanağına yavaş ve şaşkınca dokundu. Bir anlık yaptığım şey beni hemen telaşa ve pişmanlığa sürükledi fakat bu hisler sinirimin yanında hiçbir şeydi. Sinirle solurken aynı zamanda da istemsizce göz yaşlarım süzülüyordu. Gözlerimden düşen her yaş içimdeki yangını söndürüyordu. Sonunda 1 aydır göğüs kafeslerime kadar sızlayan, beni delik deşik eden o özlem içerikli yaram kanamayı kesecekti.

Oh Sehun karşımdaydı.

Ona tokat atmamın şokunu hemen atlatıp, titreyen ellerimi elleri arasına aldı. "Neden ağlıyorsun?" dedi. Sanki cevabı bilmiyordu.

"Neden gelmedin?" dedim. Ellerimi onun ellerinin arasından kurtarıp saçlarımın arasına geçirdim. "Sikeyim, her gün buraya geldim Sehun. Bugün buraya gelişimin 29. günü. Her gün 3 saat yol yürüdüm. Geleceksin sandım, beni her gün saatlerce ağlattın."

Onun için her gün çarşıya inmiştim. Otobüsü beklemiştim, otobüste tanıdık bir yüz bulamamak kaburgalarım kırılıyormuş gibi hissettiriyordu. Dönüş yolunda ağlamaktan bayılacak gibi hissediyordum. Hevesle gittiğim her yolu hayal kırıklığıyla dönüyordum ve bu görünenden daha çok acıtıyordu canımı.

"Özür dilerim, işlerimi halletmem biraz uzun sürdü." dediğinde karşılık olarak bir şey demedim. Bunu konuşacaktık fakat önceliğim bu değildi. Onu süzmek şimdi aklıma gelirken, baştan aşağıya baktım. Biraz kilo almıştı, benim aksime parıl parıl parlıyordu. Üzerine mor bir tişört giymişti. Altına siyah bir pantolon. Yanında da o aptal valizi vardı. Gerçekten gelmişti.

"Ağlama.. bebeğim, ağlama lütfen." dedi. Beni biraz daha köşeye sürükledi. Ardından göğsüne bastırdı. Kokusunu deli gibi içime çektim. O da beni içine çekti. Boynuma gömdüğü başını bastırdı bedenime. Belimdeki kolları sıkılaştı. "Seni çok özledim." dedi.

Cevap vermedim. Benim onu özlediğimi söylememe gerek bile yoktu. İçimdeki şey özlemden daha farklıydı. Yoldan geçen herhangi birisi bile kalbimde taşıdığım o büyük boşluğun farkında varırdı. Neyse ki artık boşluğum dolmuştu.

"Sen beni özlemedin mi?" boynumdan kaldırdı başını. Güzel gözleri gözlerimdeydi. "Konuş benimle Jongin. Sesini özledim."

"Kızgınım hala." dedim. Sesim de henüz kendine gelmemişti. Biraz boğuktu, şaşkınlığımı atamamıştım. Acaba aşırı üzülmekten hayal mi görüyorum diye düşünüyordum.

"Özür dilerim. Aşkım, her şeyim, bebeğim, çok özür dilerim." elimin üstünü okşadı. Kelimeleri içimi titretip, beni ağlayacak duruma getiriyordu.

"En azından haber verseydin. Beni öldürdün."

"Sana mektup gönderecektim ama haftaya giderim zaten diye düşündüm. Her hafta bir işim çıktı ve mektubu erteleyip erteleyip durdum."

"İyi."

"Affet beni." dedi. Başını omzuna düşürüp masumca baktı. Dudaklarında hafif bir gülümseme vardı. Yüzümü izliyordu. "Biliyorum yaptığım şey kötüydü ama yeni geldim ve şu an bunun olmasını istemiyorum."

"Neyin olmasını istemiyorsun?"

"Jongin sadece sarılıp, beni öpemez misin? Seni nerdeyse 7 aydır görmüyorum ve geldiğimde sadece bana tokat atıyorsun." az önceki yumuşak tonu azcık sertleştiğinde moralim hemen bozuldu.

seni beklerim öptüğüm yerde | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin