16

231 36 7
                                    

Zamanın nasıl bu kadar hızlı geçip gittiğini anlayamıyordum. Daha dün yaşanan şeylerin üzerinden aylar geçmişti, bu hız beni biraz ürkütüyordu. Bazen olduğum yerde öylece kalasım geliyordu ve ben öylece dururken zamanın ilerlemesini de hiç istemiyordum. Sınavdan sonra yapacak birçok şey sıralamıştım, zamanımın bol olduğunu düşünüyordum fakat sınav geçtiğinde ve yaza tamamen girdiğimizde ne bir şey yapasım vardı ne de yapacaklarımı hatırladığım. Hiçbir şey istemiyordum, tüm gün yatakta uzanıp boş boş telefonumla oynuyordum. Neyse ki sınavdan birkaç hafta sonra okullar da kapanmıştı ve Sehun her gün bana kalmıştı.

Sehun'un yapacak birçok şeyi vardı, benim aksime yazın her gününü değerlendiriyordu. Sabah 6da kalkıp koşuya gidiyordu, ben o saatlerde mışıl mışıl uyuyordum, gelince kahvaltı için beni uyandırıyordu fakat ben uykuma devam etmek istediğimi söylüyordum. Öğlen hala uyumaya devam ediyordum ve Sehun tekrar dışarı çıkıyordu, geldiğinde ben kahvaltımı yapmış oluyordum. Akşam dışarı çıkmak isteyip istemediğimi soruyordu, hayır diyordum, bazen sevişiyorduk, bazen tartışıyorduk, günü ben hiçbir şey yapmadan kapatıyorduk, garip bir buhran içinde sürükleniyordum.

Akşam yemeğinde pizza yiyorduk, ben Sehun'un yeni aldığı şarabı bitirmeye yemin etmiş gibi içiyordum, Sehun ise bana garip bakışlar atıp kolasını yudumluyordu. "Sanırım depresyona girdim." dedim derin bir nefes alarak.

"Depresyonun böyle görünmediğine eminim."

"Neyle görünüyormuş?" diye sordum kaşlarımı kaldırarak.

Sehun önümdeki şarabı çekip, arkasındaki tezgaha bıraktı. "Tam olarak emin değilim ama böyle bir şey olmadığı kesin."

"Henüz doymadım." dedim şarabımı almasına karşılık olarak.

"O zaman içmeyi bırakıp yemeğini ye."

"Yiyemiyorum, sanırım depresyondayım." diyerek tekrar konuyu başa çevirdim.

"Bir tanem, sınavdan sonra uğraşacak bir şeyin olmadığı için boşluğa düştün. Bu çok normal bir süreç, biraz dinleniyorsun."

"Dinlenmek beni yoruyor."

"Gelecek hafta tatile çıkalım, kafanı boşaltırsın. Yarın da denize gidelim, öbür günlere de birer aktivite bulurum."

"Tüm gün odamıza kapanabiliriz."

"Hayır." dedi tok bir sesle. "Odamıza kapanmayacağız ve yarın erken kalkıp denize gideceğiz, ondan sonraki gün de pikniğe gideriz. Tatil için de gitmek istediğin bir yer varsa bana söyle."

"Sehun." dedim birden. Bazı geceler aklıma düşüyordu, özellikle hiçbir şey yapmadığım bu dönemde çok fazla bunu düşünüyordum. "Anneni özlemiyor musun?" Bu konuda kendimi felaket suçlu hissetmeye başlamıştım, özellikle artık Sehun da tatile girmişken.

"Tabi ki özlüyorum." dedi geçiştirerek. "Yarın akşam gideceğimiz yerde mi kalsak yoksa eve mi dönsek?"

"Onu görmeye gidebilirsin." dedim. "Kimse ikimizin birlikte kaçtığını düşünmüyordur. Senin burda işin olduğunu biliyorlar, gidersen de anneni görmeye geldiğini düşünecekler." Sehun'u bazı konularda kısıtlıyormuş gibi hissediyordum. Boşluğa düşme olayı bana hiçbir şekil de yaramamıştı, çok garip şeylerle doluydu beynim. Annesini görmesine sanki ben engel oluyormuş gibiydim.

"Bence orda kalmalıyız, hatta tatil işini biraz daha öne çekelim." dedi. Beni duymamazlıktan geliyordu, yüzünden bir şey okuyamıyordum. "Sanırım güzel bir yer biliyorum-"

seni beklerim öptüğüm yerde | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin