18

251 35 17
                                    

Günleri artık tamamen sıradan yaşayarak geçiriyordum. Sehun'a kalp krizi geçirttirme gibi bir niyetim yoktu, akıllanmıştım ve o da beni takdir ediyordu. Kavga etmeye bayağı bir mola vermiştik, yaz tatili çekilebilir bir halde bitmişti.

Biten tek şey tartışmalarımız ve tatil değildi, benim evde durma serüvenim de bitmişti. Eğitim hayatına atılmıştım, deli gibi heyecanlıydım. Sehun ise biraz gergindi, malumunuz kıskançlığı ve endişesi asla onu bırakmıyordu. Yine de bunu belli etmemeye çalışıyordu, sadece bana ilgisi çok fazla artmıştı. Her şeyi kontrol altında tuttuğuna emin oluyordu.

"Bu gömlek nasıl oldu?" dedim ona doğru dönüp yeni aldığım gömleğimi göstererek. Beni baştan aşağıya büyülü bir şekil de süzdü. "Bunu çocuk reyonundan mı aldın?"

"Crop." dedim azarlayarak onu. Bilerek yapıyordu.

"Tarzında değişime gidiyorsun sanırım." çalışma masasında öğrencileri için bir şeyler listeliyordu. Ben de ona aldığım kıyafetlerimi gösterip puanlatarak şımarıyordum. Hoşuna gitmemiş gibi yapsa da ona şımarmama ve cilvelenmeme bayılıyordu.

"Belin üşür böyle."

"Üşümez, ben bunu siyah montumla ya da kot ceketimle kombinlerim. Hem hala yazda sayılırız, havalar tamamen soğumadı."

"Buraya gel." dedi koltuğunu geriye itip beni kucağına davet ederek. "Kaç puan verdiğini söyle." dedim ona yaklaşarak. Beni yakalayıp kucağına çekti, masa ve kendi arasına hapsetti. "Hiç beğenmedim, 1 veriyorum o da sen beğendiğin için." elini açıkta kalan belime yerleştirdi.

"Yalancı." dedim ona doğru eğilip burnuna burnumu sürterek. "Tek derdinin başkalarının beni süzecek olması."

"Hayır." diyerek ellerini teslim olur gibi yukarıya kaldırdı. "Artık kıskanç bir adam değilim."

"Ama ben ufak kıskançlıklarını seviyordum." dudaklarına eğilip kısa bir öpücük bıraktım. Bu belimi daha sıkı tutmasını ve beni kendine daha çok çekmesini sağladı.

"Bizim pek ufak tartışmalarımız yok Jongin, kıvılcımdan ateş çıkartıyoruz. Kıskançlığı bıraktım."

"Bırakmadın."

"Bıraktım."

"Bırakmadın."

"Ne istediğini çözmek çok zor. Yedi sene oldu ve hala seni tamamen çözemedim. Kıskanırsam olay çıkarıyorsun, kıskanmazsam da bozuluyorsun." dedi. Haklıydı biraz ama onun kıskanmayı bıraktığını hiç görmemiştim, yalan söylüyordu, şu an bunu giyme demek için can attığına emindim. Gülüp geriye çekildim, "Kombinime puanını arttırırsan sana uyumadan önce ağız işi veririm." dedim.

"10." dedi hemencecik.

"Kötüsün." diyerek kahkaha bıraktım, uzanıp dişlerimden öptü, o geriye çekilmeden ben de dudaklarımı onun dudaklarına kapadım. Onunla böyle saçma sapan şeyleri tartışmayı seviyordum, bana hiçbir derdimin olmadığını ve olsa bile onunla üstesinden gelebileceğimi hatırlatıyordu bu boş zamanlar. Dudaklarımızı bir süre dişleyip kızarttıktan sonra ondan uzaklaşıp "Bu 1 puan verdiğin 8. kombinim ve tahmin et kaç kombin denedim?"

"8?"

"Evet." dedim onu alkışlayarak.

"Senin soğuk nedir bilmediğin şeyler giymen benim suçum değil."

"Üzerlerine montlarım var."

"Peki balım." dedi benimle daha fazla tartışamayacağını anladığında. Önündeki kağıtta son defa gözlerini gezdirirken "Bugün erken uyuyalım, yarın uzun bir gün." dedi.

seni beklerim öptüğüm yerde | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin