Küllerinden Doğmak

90 8 7
                                    

Ortalık sakinleşmiş,gruplar arası mücadele sona ermişti.Uzun süren bir savaşın ardından galip gelmiş, köyde hakimiyet kurmuştuk.Yani en azından bu tarafta.Bo ve diğerlerinin ne yaptığını bilmiyoruz.

Etrafta hiçbir tehdit kalmadığından emin olunca sopamı alıp Leon'un yanına gittim.Yediği yumruklara rağmen kalkıp vuruşmaya devam etmişti.Abimin saldırıları ona zarar vermediği için şanslıydı.Kötü şeyler yaşayabilirdi.

Bibi:Düşman grubunu tamamen imha ettik.Artık köyün içlerine gidebiliriz.
Leon bizim grubu gözleriyle kontrol etti ve bir bağırışla herkesi bir araya topladı.
Leon:Buradaki işimiz bitti.Şimdi daha ileriye gitme zamanı geldi.Diğer grupla birleşecek ve köyümüzü geri alacağız!
Bu sözler hepimizi gaza getirmişti.Ben bile az önce olanları unutup heyecanla bağırmaya başlamıştım.
Bibi:Haydi!Gidelim!

Hep birlikte hızlıca yürümeye başladık.Köyümüzü bir an önce geri almak için acele ediyorduk.Ben Leon ile birlikte grubun önünde elimden geldiğince hızlı bir şekilde koşuyordum.Daha önce hiç olmadığım kadar hızlıydım.

Ara sokakları hızla geçiyor, hedefimize gittikçe yaklaşıyorduk.Aslına bakılırsa nereye gittiğimizi biz de bilmiyorduk; doğru olduğunu düşündüğümüz tarafa doğru koşuyorduk.

Uzun süre gittiğimiz halde hala kimseyle karşılaşmamış olmamız kafamızda şüpheler oluşturmuştu.Acaba yanlış tarafa mı gidiyorduk?Eğer öyleyse kendimizi bir anda düşmanla çevrili olarak bulabilirdik.Bu da muhtemelen sonumuz olurdu.

Türlü türlü kötü senaryolara dalmış bir şekilde koşarken bir köşeden sağa döndüm ve bir şeye çarpıp geriye uçtum.Düşmanla karşılaştığımızı zannederek hemen ayağa fırladım ve sopamı ona doğrulttum.Bir yandan da acıdan sızlayan burnumu tutuyordum.

Dönüp bakınca endişe edilecek bir şey olmadığını gördüm.Shelly ile çarpışmıştık.O da yere düşmüştü ve yüzünü tutuyordu.Onunda benim gibi canı yanmıştı.Colt da hemen yanına koşmuş, iyi olup olmadığını soruyordu.

Tebessüm ederek bu sahneyi izlerken dikkatimi bir şey çekti.Shelly'nin önünde, yerde yuvarlak bir nesne duruyordu.Üzerine vuran ışıkla birlikte göz alıcı bir biçimde parlıyordu.

Çaktırmadan uzanıp nesneyi elime aldım.Bu bir yüzüktü.Daha önce hiç görmemiştim.Shelly'ye ait olduğunu sanmıyordum.Benim bildiğim Shelly yüzük falan takmaz.O halde bu yüzük kime ait?

Yüzüğü elimde evirip çevirdim.Herhangi bir ipucu yok gibiydi.Sıradan bir yüzüktü.Ne bekliyordum ki zaten?

Dikkatli bakınca yüzüğün iç tarafındaki sembolleri fark ettim.İyice yaklaştırıp bakınca bir şey yazdığını gördüm.Yazılar çok küçük olduğu için okumak zordu.

"E&C" E ve C mi?Bu da neydi şimdi?Marka olamazdı.Yüzükte, hele de iç tarafında marka yazacağını hiç zannetmiyordum.Birilerinin baş harfi olmalıydı.Ama kim?

Bibi:"E" abim olabilir mi?Eğer öyleyse C-
Leon:Bibi?
Leon'un seslenişi beni kendime getirdi.Farkında olmadan sesli düşünmeye başlamışım.
Bibi:Ha, ne?Pardon dalmışım.
Leon:E falan bir şeyler diyordun.
Bunu ona nasıl izah edeceğim ben şimdi?
Bibi:Önemli değil ya,sadece sesli düşünmüşüm.Boşver.

Bu sırada çaktırmadan yüzüğü cebime attım.Görmemiş olmalarını umuyordum.

Leon bunun önemli bir şey olmadığına kanaat getirdi ve bununla vakit kaybetmek yerine daha önemli konulara girmeye karar verdi.
Leon:Bo, neler yaptınız?İşler yolunda mı?
Bu soruya Colt soruyla karşılık verdi.
Colt:Yolunda olmasaydı burada olur muyduk sence?
Leon buna ters ters bakmakla yetindi.Bu hareketi bile Colt'u susturmaya yetmişti.

Bir Brawl Stars Hikayesi - Gerçek DostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin