Lee Jeno;
"Burası mı?"
Afallamış bir şekilde eski binaya baktım. Bina pek sağlam durmuyordu. Binanın iyi bir bakıma ihtiyacı vardı.
"Evet. Eğer yanlış öğrenmediysem burası."
Haechan hüzünlü bakışlarıyla binayı süzdü.
"Onu yurda mı terk ettiler?"
Boğazımda olan yumruyu gidermek için yutkunup yurda doğru bir adım attım. Yurdun önündeki merdivenleri çıkıp ağır kapıyı araladım. İçerisi de dışarısı gibi yıpranmıştı.
Etrafıma bakınarak içeri girdim. Yavaş adımlarla güvenlik olduğunu düşündüğüm kısıma gittim. Anlaşılan güvenliği geçmeden içeri girmek mümkün değil.
Diğerleri de yanıma geldiğinde cesaretimi toplayıp güvenliğin camını birkaç kez tıkladım. Biraz beklemenin ardından cam yavaşça açılmıştı.
Güvenlik kısık gözleriyle bir süre bizi süzdü. Ardından kahvesini bir kenara bırakıp cama yaklaştı.
"Kimsiniz?"
Bütün cesaretimle adama doğru yaklaştım.
"Ben Lee Jeno, burada kalan Na Jaemin adlı kişinin çocukluk arkadaşıyım. Onun hakkında endişelendiğim için onu görmek-"
Adam bıkkın ifadeyle sözümü kesti.
"Na Jaemin mi? Burada öyle biri yok. Yanlış gelmişsiniz."
Adamın söylediği şeyle kaşlarımı çattım. Adamın bizi başından savmaya çalıştığı çok belliydi ve bu beni sinir etmişti.
"Ne saçma-"
Omzuma konan elle duraksadım. Gözlerimi merakla hyunga çevirdiğimde hyung gözlerini yumup başını hafifçe salladı.
"Bu işi bana bırak Jeno."
Mark hyung benim yerime geçerken geriye çekilip kendimi sakinleştirmek için derin nefesler aldım.
"Bakın efendim. Burada kalan Na Jaemin arkadaşımızın ruhsal sağlığı için endişeleniyoruz. Bizi almasanız bile en azından odasını bir kontrol edermisiniz?"
Adam uyuşukça elini sallayıp hyungu geçiştirdi.
"Burada öyle biri olmadığını söyledim. Şimdi gidin."
Yumruklarımı sinirle sıkarken tek sinirlenen ben değildim. Haechan Mark hyungu kenara itip sinirle ellerini güvenlik yerine koydu.
"Bakın, inanın bizde burada daha fazla durmak istemiyoruz. O yüzden o uyuşuk kıçınızı kaldırın ve bizi Jaemin'e götürün. Sonra istediğiniz kadar zıbarabilirsiniz."
Haechan sinirle konuşurken Mark hyungla birlikte şaşkınca Haechan'a baktık. Haechan normalde bu kadar sinirlenmezdi.
"Ne dedin sen?!"
Adam Haechan ile laf dalaşına girmişken omzuma dokunan elle merakla arkamı döndüm. Arkamda benden birkaç yaş küçük bir çocuk duruyordu.
"Gerçekten Jaemin hyungun arkadaşları mısınız?"
Kaşlarımı çatıp çocuğu süzerken söylediği şeyle gözlerim kocaman açıldı.
"Jaemin'i tanıyor musun?"
Şaşkınca sorduğum soruya karşın çocuk sakince başını salladı.
"Benim yan odamda kalıyor."
Umutla yüzümde güller açtı resmen. Kocaman gülümserken çocuğun ellerini kavradım.
"Lütfen beni Jaemin'e götür."
Çocuk göz ucuyla arkadaki Haechan ile kavga eden güvenliğe baktı. Ardından bana dönüp yavaşça başını salladı.
"Beni takip et."
Heyecanla hızlanan kalp atışlarım eşliğinde çocuğun peşine takıldım. Çocuk güvenliği geçtikten sonra uzun ve karanlık koridorda ilerledi. Ardından bir merdivenden çıktı. Böyle birkaç kat yukarı çıktıktan sonra duraksayıp bana baktı.
"Jaemin hyungun çocukluk arkadaşın olduğunu söylemiştin değil mi?"
Hevesle başımı salladım.
"Evet, öyleyiz."
Çocuk kısık gözleriyle beni süzdükten sonra yine uzun bir koridorda ilerledik.
"O zaman onu ziyaret etmede neden bu kadar çok geciktin? Niye daha önce ziyaret etmeye gelmedin?"
Bu soru canımı sıkarken ellerimi yumruk yaptım.
"Adın ne?"
Çocuk duraksayıp göz ucuyla bana baktı.
"Jisung."
Başımı sallayıp gözlerimi Jisung'un gözlerine diktim.
"Çok şey yaşandı Jisung. Çok şey yaşadım. Buraya Jaemin'i rüyamda görmemin üzerine geldim."
Jisung kaşlarını çattı.
"Rüya mı?"
Başımla Jisung'u onayladım.
"Evet. Rüyadan önce onun var olduğunu unutmuştum bile. Bunun için üzgünüm."
Jisung asılan yüzümü görünce başını yavaşça iki yana salladı.
"Burası Jaemin hyungun odası."
Jisung eliyle yanında durduğumuz kapıyı işaret etti. Kalbim ağzımda atarken onu birazdan göreceğim gerçeği beni çok heyecanlandırdı. Jaemin'in çocukluğunu az buz hatırlıyorum fakat o büyümüştü. Rüyamda onu azda olsa görmüştüm fakat bu yeterli değil. Jaemin'i rüyamda değil gerçek görmek istiyorum.
Jisung göz ucuyla bana bakıp elini kaldırdı ve kapıyı birkaç kez tıklattı.
"Jaemin hyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay With Me ❆ Nomin
Povídky"Söylesene Lee Jeno, bende bir gün kuşlar gibi özgür olabilir miyim?" Jeno gözlerini kısa süreliğine bana çevirdikten sonra tekrardan kuşlara döndü. "Kuşlar gerçekten özgürler mi ki?" Kaşlarım hafifçe çatıldı ve bakışlarımı merakla Jeno'ya çevirdim...