2.7~Final~

190 14 55
                                    

Lee Jeno;

Sevdiğimiz kişiye, değer verdiğimiz kişiye onu sevdiğimizi belli etmek aslında çok güzel bir şey değil midir? Her iki taraf içinde güzel bir deneyim olmalı. Sevdiğini karşı tarafa hissettirmek. Buna rağmen biz insanlar hiçbir zaman sevdiğimizi hissettirmeyi beceremeyiz. 'Seni seviyorum.' İki kelimeden oluşan bu cümle söylemekte en çok zorluk yaşadığımız cümledir. Neden böyle? Neden böyleyiz? Sevgimizi hissettirerek ve hissederek güzel bir hayat yaşayacakken neden birbirimizden bu güzel hayatı sakınırız?

"Jaemin hyung. İzninle giriyorum."

Jisung anahtar olmadan kapıyı araladığında kaşlarımı çattım. Genelde yurtlarda anahtar kullanılır sanıyordum.

Jisung yavaşça içeri girdiğinde bende peşinden içeri doğru bir adım attım. Etraf çok karanlıktı. Doğru dürüst bir şey göremiyorum.

Bir süre sonra gözlerim karanlığa alışınca gözlerimi etrafta gezdirdim fakat aradığım şeyi bulamadım.

Şaşkın bakışlarımı odanın ortasında duran Jisung'a diktim. Jisung ise ifadesiz yüzüyle bana bakıyordu.

"Sen, beni kandırıyor musun? Jaemin nerede?"

Kaşlarımı çatıp hafif sinirle konuştuğumda Jisung düz ifadesiyle odayı işaret etti.

"Burası Jaemin hyungun odası. Seni kandırmıyorum."

Anlamamış bir şekilde alayla gülüp odanın içine doğru ilerledim. Gözlerim odayı dolaşırken tek gördüğüm sıradan bir odaydı. Pencere ve yataktan oluşan sıradan bir oda.

"Burası Jaemin'in odası, peki Jaemin nerede?"

Jisung'dan bir cevap gelmediğinde gözlerimi ona çevirdim. Başı yere eğikti. Bu hali kaşlarımı daha da çatmama neden olmuştu.

"Jisung, Jaemin nerede?"

Jisung bana doğru ilerleyip yanımdan geçti. Yüz ifadesini görmek istemiştim ama uzun saçları yüzünü gizliyordu.

"Gerçekten hiçbir şey anlamıyorum. Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Jisung yatağın yanında durup duvara doğru uzandı. Çatık kaşlarımla Jisung'un ne yaptığını izledim. Bu çocukta garip olan bir şey vardı.

"Odada bu resmin dışında hiçbir şey olmadığı için odayı kilitlemeye gerek olmadığını söylüyorlar."

Jisung elinde tuttuğu resim ile bana doğru ilerledi. Merakla Jisung'un ne yaptığını izledim.

"Bence bu resmi sen almalısın hyung."

Jisung elindeki resmi bana doğru uzattığında tereddütle resmi elime aldım ve inceledim.

Resimde bir evin önünde duran kadınla çocuk vardı. Kadın güzel kumral saçlarıyla çocuğunun elini tutuyordu. Çocuğu ise yüzündeki kocaman gülümsemeyle karşıya bakıyordu. Bu resim bana çok tanıdık gelmişti.

"Bu resim Jaemin hyungun sahip olduğu tek şeydi hyung."

Jisung burukça gülümsediğinde içimi bir huzursuzluk kapladı. Jisung ağır adımlarla pencereye ilerledi ve pencerenin önündeki betona oturdu. Bende Jisung'in peşinden ilerleyip pencerenin önünde durdum.

"Jaemin hyung garip bir insandı. Kendini bu odaya kapatmıştı ve kimseyle konuşmuyordu. Çok yalnızdı ve ben bunun farkındaydım fakat bir türlü onunla konuşmaya cesaret edemedim hyung. Fakat sonunda bütün cesaretimi toplayıp kapısının önüne geldim."

2 ay önce, Jisung;

"Jaemin hyung."

Kapıya birkaç kez vurup dudaklarımı dişledim. Jaemin hyung ile ilk kez konuşacağımdan gerilmiştim. Yurttaki herkes Jaemin hyungun deli olduğunu söylüyordu fakat ben onun deli olmaktan ziyade çok yalnız olduğunu düşünüyorum.

Stay With Me ❆ NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin