⌜SOMEBODY⌟

1K 106 252
                                    

'I wake up to the sounds of the silence that allows
For my mind to run
around with my ear up to the ground'

'I wake up to the sounds of the silence that allowsFor my mind to run around with my ear up to the ground'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalabalıklar içinde yalnız bir çocuk düşünün. Sahip olduğu psikolojik bir rahatsızlık yüzünden ailesi tarafından hor görülen, itip kakılan bir çocuk. Üstelik bu rahatsızlık tamda ailesinin sevgisizliğinden doğmasına rağmen...

Minho sosyal Anksiyete yüzünden insanlarla diyalog kuramıyordu. İnsanların bulunduğu toplu taşıma araçlarına binemiyordu. Okulda, yemekhanede yemek yerken zorlanıyordu.

Topluluk karşısında konuşmak, biri ile buluşmak, yol tarifi sormak, yürürken birine selam vermek gibi bir çok günlük hayatın içindeki etkileşimleri kurmakta zorluk çekiyordu.

Okul yaşantısında bu sorunu yüzünden çok çekiyordu. Halbuki kimseye bir zararı yoktu. Sabah en erken okula gelir, sınıfta en arkadaki duvar köşesine oturur, ders için gerekli malzemelerini çıkarır ve ders saati gelene kadar kitap okurdu. İçinden gelen şeyleri dışına vuramadığı konuları kitaplarda görmek ona sanki can veriyordu. Belki de hayattaki en değerlileriydi kitapları.

Adı; sessizliği, sakinliği, okuduğu kitapları, markalı kıyafetleri, başarıları ile anılsa dahi o öğrenciler tarafından sadece bir ucubeydi. Üç yılı aşkın süredir eğitim gördüğü okulda türlü oyunlarla karşılaşmıştı. Her şeye rağmen sesini çıkartamamış olması da bunları sürekli yapmalarına sebep olmuştu.

Hatta bazı öğrenciler aralarında iddiaya giriyordu. Lee Minho'yu ilk konuşturan saçma bir ödüle tabi tutulacaktı. Minho bu zamana kadar her şeye sustu. Ailesi Kore'nin zengin sayılı ailelerinden olmasına rağmen hırsız damgası dahi yedi. Sınıfın kapısını açıp, kafasına yumurta yediği kaç gün olduğunu saymayı bıraktı. Daha bunun gibi bir çok şeye sustu. Bu seneye kadar...

⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤⏤

Kapalı gözleri ve çatılı kaşları ile her zaman gördüğü o kötü anılarla savaşıyordu uykusunda.
Dori, Minho'nun sıklaşan nefesleri ve hafif mırıldanmaları ile yatağından doğrulup Minho'nun yatağına zıpladı. Sahibinin yaşadığı bu sorunları hissediyormuş gibi miyavlayıp, Minho'nun gözyaşlarını yaladı.

Yüzündeki ıslaklıkla gözlerini zorlukla açıp, Dori'yi kucağına aldı ve yattığı yerden doğruldu.

"Sanada günaydın Dori" çenesinin altını okşarken Dori'de aldığı ilgiden memnun bir şekilde daha da yanaştı Minho'ya.

"Her sabah olduğu gibiydi bugünde. Üzülme olur mu? Sorun yok." Dori ile arasında sadece sahip-hayvan ilişkisi yoktu. İçinde süren sessizliği sadece odasının duvarlarına ağlayarak yansıtan Minho'nun dert arkadaşıydı o. Dori'de her zaman ağlayan Minho'ya sırnaşıp ilgisini bekler ve aldığı ilgiden memnun kalınca gözyaşlarını yalayıp temizlemeye çalışırdı.

Alone ~ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin