'Your words up
on the wall
As you' re prayin
For my fall
And the laughter in
The halls and
The names that
I've been called'(kesitten sonrasını medyada ki şarkıyla okuyabilirsiniz. sözleri bana göre bu bölüm için var olmuş gibi)
(Önceki bölümden kesit)
Buruk bir tebessüm ve dolan gözleriyle iki eli ile çocuğun yüzünü örten şapkayı indirdi. Yanaklarından tutarak kafasını kaldırdı. Kızarmış burnu, ağlamaktan şişmiş dudakları ama hala yıldızlarını kaybetmemiş olan parlak gözleriyle melek gibiydi Minho.
"Ağlama..Korkma, anlat Minho" baş parmaklarıyla yanaklarındaki ıslaklıkları sildi. Kahküllerini gözünün önünden çekti.
"Çekinme, ben burdayım. Beraber çıkacağız o kuyudan. Güven bana." Minho hıçkırıkları ile başını salladı. Bir umut dedi içinden. Bir umudum var artık dedi.
Chan mutlulukla çocuğu göğsüne yasladı ve orada ağlamasına izin verdi. İçini çeke çeke ağlayan çocuğa ne olursa olsun yardım edecekti.
(Kesitten sonrası)
Hıçkırıkları duran Minho'yla Chan derin bir nefes aldı. Göğsünde nefeslenen çocuğun yüzünü kendisine çevirdi.
"Minho artık anlatmaya bir yerden başlaman gerekiyor. Zor senin için bunu gözlerinden görebiliyorum. Ama ne kadar cesaretli olduğunu da biliyorum. Cesaretini şimdi kullanalım olur mu?"
Chan minik tebessümle Minho'dan cevap gelmesini bekliyordu.
Minho olduğu yerde doğruldu. Sweatinin kollarıyla gözlerini sildi. Kaç gündür cevap vermediği adama döndü.
"Cesaretli değilim ben. Aksine hayatına sahip çıkamamış korkağın tekiyim."
Kafasını "hayır" anlamında sallayan adamın konuşmasına izin vermeden devam etti sözlerine.
"Evet öyleyim. Ama artık korkak gibi saklanmak istemiyorum."
"Korkak değilsin Minho. Ama bunu daha fazla uzatmak istemiyorum. Şimdi senden istediğim sakin olman ve her şeyi anlatman. Çıkış yolunu beraber bulalım. Olur mu?"
Parlayan gözleriyle kafasını salladı Minho. Ciğerlerini havayla doldurup büyük bir nefes verdi dışarıya.
"Beni herkes Minho olarak biliyor. Soyadımı, nerede doğduğumu, nerede yaşadığımı, kimlerden geldiğimi ve en önemlisi neler yaşadığımı bilen yok. Hiç arkadaşım olmadı. Ama her sabah patilerini yüzüme koyup miyavlayan kedim var. O benim arkadaşım."
Chan minik bir kıkırtı bıraktı odaya. "Kedin var demek. O da seni kendine benzetmiş desene. Kedi gibisin sende" İki eliyle Minho'nun yanaklarını hafifçe sıktı. Minho'nun çatılan kaşlarını görünce gülümsemesi kahkahaya dönüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone ~ Minsung
Fanfic[top Jisung & bottom Minho] Elinde tüm saf sevgisini anlattığı mektupla minik minik adımlarla yanına yaklaştı. Terleyen avuç içlerini pantolonuna sildi. Heyecanla atan kalbi göz göze geldiklerinde daha da hızlandı. Çocuk ayağa kalktı, heyecan ve s...