[top Jisung & bottom Minho]
Elinde tüm saf sevgisini anlattığı mektupla minik minik adımlarla yanına yaklaştı. Terleyen avuç içlerini pantolonuna sildi. Heyecanla atan kalbi göz göze geldiklerinde daha da hızlandı.
Çocuk ayağa kalktı, heyecan ve s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(ÖNCEKİ BÖLÜMDEN KESİT)
25 EKİM 2022
"Minho'nun yüzüğü bu" yeşil kemik yüzükler Minho'nun vaz geçilmezleriydi. Her zaman parmaklarına takardı. Gergin olduğu her an parmaklarıyla onlara dokunur, gözlerini kapatır ve sessizliğe bırakırdı kendisini. Bir çeşit uğur simgesiydi onun için.
"Tekrar teşekkür ederim efendim." Kadın çocuğun buruk gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdi.
"Keşke daha çok yardımcı olabilseydim." Jisung başını saygıyla eğip arabasına ilerleyen kadına sorusunu yöneltti.
"Adınız neydi?" kadın yüzündeki gülümseme ile çocuğa döndü.
"Astrid.. Adım Astrid genç adam"
25 EKİM 2023
-JİSUNG
Bekliyorum... son bir yıldır olduğu gibi bekliyorum. Bugün Minho'ya ilk kez sarıldığım gün, bugün Minho'nun kokusunu ilk kez soluduğum gün, bugün Minho'Nun gözlerine ilk defa baktığım gün..Bugün Minho'yu son kez gördüğüm gün
"Gel artık Minho..." boydan boya açık tuttuğum camımın önündeydim. Ciğerlerime işleyen soğuk artık beni titretmiyordu.
Gözlerimi diktiğim pencere asla aydınlanmıyordu. Minho'yu o gece son kez görmüştüm. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki. Minho'ya olan bağlılığım bir anda ortaya çıkmıştı. Gençliğin verdiği yoğun duygular ve yükselişler yüzünden hoşlanıyorum sandığım çocuğa aşık olduğumu ancak onu kaybettiğimde fark etmiştim.
Pişmanlıklarımın asla sonu gelmiyordu, gelemezdi de. En kötüsünü hak ediyordum ben.
En kötüsü de belki buydu. Onu kaybetmek...
Canım can gidiyordu sanki. Meğer ne çok ihtiyacım varmış ufak tebessümüne. Sadece düşünürken kırpıştırdığı parlak gözlerine bile çok ihtiyacım varmış. Aldığı nefese, verdiği soluğa her şeyine ihtiyacım varmış.
Yaşayan ölüden farkım yoktu. Çok uğraştık, çok aradık, çok sorduk, çok soruşturduk. Ama bir tane iz bile bulamadık.
Sanki bütün bunlar kendi düşüncelerimde yarattığım çok güzel bir hayaldi ve tam şuan kabuslarıma dönüşmüştü.
Gerçekliğine inanmamı sağlayan tek şey Minho'nun o gün düşürdüğü yüzüğüydü. Tutunduğum tek dal belkide oydu.
Yaşamak şimdi benim için çok zorlaşmıştı.
Odamın kapısının açıldığını işittim. Felix hep bu saatlerde yemek yemek için ısrarla beni çağırırdı.
"Jisung...Hadi gel yemek yiyelim" durgun ve bitkin sesi hiç ona yakışmamıştı. Felix grubumuzun neşe kaynağıydı bir zamanlar. Minho'nun gidişi her birimizde izler bırakmıştı.