"Seneler sonra çıkıp geliyorsun ve oğluma uygun böbrek senden çıkıyor. Gerçekten amacın ne? Benim Seher'im bunu koşulsuz kapardı." Seher derin bir nefes aldı.
"Sen, Seher'ini kendi ellerinle parçaladın..." Kırmızı rujlu dudaklarını ıslattığında Yağı...
Çok uzun bir ara oldu, hepinizi çok çok çok özledim! Siz de beni özlemişsinizdir diye umut ediyorum.
Bölüm sonu görüşmek üzere. Oylarınızı ve değerli yorumlarınızı merakla bekliyorum. Şimdilik hoşça kalın.
30.04.2022
instagram ve tiktok: lina66karlina
twitter: sulelina karlina
#yüreksizadam etiketiyle yapılan her paylaşımı büyük bir aşkla takip ediyorum <3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
23
Bu acının adı var mıdır, yok müdür, bilmem! Ama gözlerim yaş içindeydi.
Büyük Umutlar- Charles Dickens
Duymak istemediği cümleleri anlayamaz bazen insanlar. Seher o an bunu yaşıyordu. Anlamıyordu. Sanki o cümle bebeklerden çıkan anlamsız sesler gibi geliyordu onun kulağına.
"Seher..." dedi Selvi. İsmiyle seslenen arkadaşına donuk gözlerle baktı Seher. Arda dizlerinin üstüne onun tam önüne çökse de uzun boyuyla neredeyse eşit gözüküyorlardı. Ellerini dizlerine koyup sıktı.
"Buket Hanım kaçırıldı." Her kelimeyi vurguyla söyledi Arda. Seher kavuşamadığı annesini kaybetmesinin acısıyla sessizce inledi. Gözlerinden süzülen yaşı Arda nazik olmayan bir şekilde sildi.
"Arda üstüne-"
"Gidilecek!" dedi Arda. Gözlerinin içine baktı Seher'in. "Ağlama dağıtma zamanı değil. Öfkeni onlara yönlendireceksin! Ağlamayacaksın, düşmeyeceksin!" Ayağa kalktıktan sonra onu da kaldırdı. "Dik duracaksın!"
Seher'in yüzünü avuçladı.
"Bu bir savaş," dedi haftalar önce Buket Hanım'ın da söylediği gibi. "Darbe vurduğun kadar darbe alacaksın. Önemli olan yıkılmamak. Yıkılmayacaksın."
Seher içindeki eski gücünün tekrar baş gösterdiğini hissetti. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Arda onun ensesinden kavrayıp kendine çekti, başını göğsüne yasladı.
"O adam Buket Hanım'a bir şey yapmayacak," diye fısıldadı. Seher bunu biliyordu. Yağız nasıl ona saplantılıysa amcası da Buket'e saplantılıydı.
Selvi onların bu haline buruk bir tebessümle seyretti.
"Nasıl olmuş?" diye sordu Seher, geri çekildikten sonra ardı ardına yutkundu. Selvi ona bir adım yaklaştı.
"Rize'ye gitmiş teyzen," dedi. Seher'in kaşları çatıldı hafifçe. Neden gitmiş olabileceğini düşünürken telefonundan takvime baktı ve gözlerini kapatıp acıyla inledi. Amcasının ölüm yıldönümüydü, her sene olduğu gibi bu sene de gitmişti.
